• +90 532 515 69 99
  • info@endometriozisdernegi.org
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin
  • Türkçe
  • English
Üyeler İçin
Hastalar İçin

Türkçe

a:3:{s:6:"locale";s:5:"tr_TR";s:3:"rtl";i:0;s:9:"flag_code";s:2:"tr";}
Klinik Haberler
Doğum Kontrol Hapları ve Çikolata Kistleri

Bu makalede yumurtalıklardaki endometriomalar(çikolata kistleri) ile hormonal kontraseptif (doğum kontrol hapları-OKS)  kullanımının periton (batın ön duvarı) endometriozisi arasındaki ilişki araştırılmıştır.


OKS’ler ile endometriyozis arasındaki ilişkiyi anlamak oldukça önemlidir.  İlaçlar hastalığı kötüleştiriyor mu veya belirtilerin azalmasına yardımcı mı oluyor?

OKS’ler günümüzde bir çok kadın tarafından doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmaktadır. Avrupa Obstetri & Jinekoloji ve üreme Biyolojisi Dergisi (The European Journal of Obstetrics & Gynecology and Reproductive Biology) yakın zamanda “Periton endometriozisli hastalardan yumurtalık endometrioması olanlarda OKS öyküsü olup olmaması” isimli bir çalışma yayınlayarak OKS kullanımının yumurtalık endometrioması üzerindeki etkilerini ortaya koymaya çalışmışlardır. Kavoussi ve arkadaşları tarafından Texas, Austin’de kısırlık ünitesine kayıtlı 136 hastanın tıbbi geçmişleri incelenmiştir. Hastaların hepsinde periton endometriozisi olmakla beraber ilk laparoskopi oldukları zamandaki kayıtlar dikkate alınmıştır.
 

Hastaların öyküsü alındıktan sonra OKS kullanım öyküsü olanlar ve olmayanlar olarak iki gruba bölünmüştür. Araştırmacılar iki grupta da yumurtalık endometriomasını araştırmışlardır. OKS kullanım öyküsü olan hastalarda ilk laparoskopi oldukları dönemde %18.3’ünde yumurtalık endometrioması saptanmıştır. Bu değer OKS kullanım öyküsü olmayanlarda ise %48.8 saptanmıştır. Bu sonuçlara göre OKS kullanımının yumurtalık endometriomasını azalttığı görülmektedir. Nedeni ise henüz tam bilinememekle beraber araştırmacılar en çok iki neden üzerinde durmaktadır. Bu nedenlerin ilk OKS’lerin endometriomaların öncüsü kabul edilebilen korpus luteum oluşumunu engellemeleridir. İkinci neden olarak ise OKS’lerin vücudun içerisine yönelen (retrograd) adet kanamalarını engelleyerek dış yerleşimli endometrium tabakasının yumurtalıklara yerleşimini engellemesidir.

Bu araştırma sadece tek bir klinikte yapılmıştır. Uluslararası bir araştırma yapılabilmesi için daha fazla kaynaktan bilgi edinmek gerekmektedir. OKS kullanımının sonuçları kesin olmamakla beraber tesadüfi de olabilir.

Kaynak Site: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28651149
Çeviren: Dr. Göknur Topçu

Klinik Haberler
Robotik Cerrahi: Laparoskopiden Faydalı Değildir

Robot ile yapılan minimal invaziv cerrahinin konvansiyonel laparoskopik (kapalı operasyon) tekniklerden sonuç ve komplikasyon oranı açısından daha fazla klinik yararı olmadığı ve daha yüksek maliyette olduğunu yeni iki kanser araştırması belirtmiştir. İlk araştırma 12 yıl içerisinde 23.000’den fazla renal kitle nedeniyle radikal nefroktomi (böbrek alınma operasyonu) ile tedavi olan hastayı içeren retrospektif (geriye dönük) bir çalışmadır. 

Araştırma süresince kullanımı oldukça artan robotik cerrahi postoperatif komplikasyon oranlarını iyileştirmemiştir. Ancak Kalifornia Stanford üniversitesi Tıp Merkezi üroloji Departmanından Dr.Benjamin I.Chung’a göre konvansiyonel laparoskopiye göre maliyeti 2600 dolardan fazla arttırmış ve uzamış cerrahi riskini yükseltmiştir.
 

İkinci çalışma rektal kanser cerrahisinde robotik cerrahi ile laparoskopik cerrahiyi karşılaştıran randomize kontrollü bir çalışmadır. Birleşik Krallık Leeds St James’s üniversite Hastanesi Akademik Cerrahi Kliniği’nde görevli Dr.David Jayne önderliğindeki araştırmacılar açık cerrahiye geçme, komplikasyon oranları ve hayat kalitesi sonuçlarında bir fark bulunmadığını belirtmiştir.

Çalışmalar JAMA’nın Ekim 24/31 sayısında yayınlanmıştır.

İlişkili makalede New York Şehri Columbia üniversitesi Hekim ve Cerrahlar Koleji Jinekolojik Onkoloji Departmanı’ndan Dr.Jason D.Wright, çalışmaların “robotik cerrahideki iki önemli eğilimi birleştirdiğini” söylemiştir. İlk olarak robotik cerrahinin faydaları “dökümante edilmekte daha zordur”. Bunun nedeni komplikasyon oranları veya iyileşme oranlarında şimdiye kadar tespit edilmiş minimal invaziv cerrahilere kıyasla artan bir yarar olmamasıdır.


İkincisi ise önceden günlük kullanıma uydurmak daha zor iken robotik cerrahinin tanıtılmasından sonra “daha fazla hasta minimal invaziv cerrahi geçirmiştir”. Dr Wright maddiyatın önemli olduğunu belirtmektedir. “ Robotik cerrahide sonuçlarda iyileşme olduğu açıkça gösterilmediği sürece maliyet daha önemli hale gelecektir” demektedir. Kanıta dayalı tıp ile cerrahi yeniliklerin dengelenmesine bir örnek teşkil ettiğini belirtmektedir. Medscape Medikal Haberler’e konuşan Dr Jayne sonuçların, robotik cerrahi teknolojisini bulanlara meydan okuduğunu belirtmektedir. “Sorun bu marketin tek firmanın tekelinde olması ve istedikleri gibi değişikliklere gidebiliyorlar”. Bu yüzden geliştirilen teknoloji maliyet-etkin olmamakta. “Bu duruma karşı çıkarak aletleri ve sistemleri maliyet-etkin yapacak olan diğer firmalardır” demiştir.  

Yine de Dr Jayne robotik cerrahiyi maliyet etkin olmasa da “geleceğin yönelimi” olarak görmektedir. “Eleştirirken dikkatli olmalıyız. Şu anki bilgisayarlar da 10 yıl öncekilerle aynı durumda değiller” demiştir.

Çalışmalar hakkında daha fazla bilgiler

İlk araştırmada Dr Chung ve arkadaşları Premier Healthcare arşivinde retrospektif olarak 416 hastanede böbrekte kitle nedeniyle 2013 ile 2015 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde robotik cerrahi ile veya laparoskopik radikal nefrektomi olan hasta kayıtlarını incelemişlerdir. Çalışmaya yaş ortalaması 61.4 yaş, %58.1’i erkek olan 23.753 hasta alınmıştır. Bu hastaların 18,573’i laparoskopik radikal nefrektomi ve 5180’u robotik cerrahi olmuştur.

Bu araştırma süresince robotik cerrahi ile yapılan radikal nefrektomi sayısı 2013’te 2676 işlemde 39’dan (1.5%) 2015 yılında 4193’te 862’ye (%27.0) yükselmiştir (p<.001). Araştırmacılar yaş, cinsiyet, ırk, Charlson komorbidite indeksi, sigorta durumları, öğrenim durumları, yatak sayısı, hastanenin yeri ve grubu hakkında lojistik regresyon analizi yapmışlardır. Buna göre Clavien 1 ile 5 arası tanımlanan postoperatif komplikasyon oranı robotik asiste veya laparoskopik radikal nefrektomiler arasında değişiklik göstermemiştir (yüzde oranlar %22.2’ye %23, mulak risk yüzdesi –1.2 ve risk oranı 0.95). Clavien 3 ile 5 arası tanımlanan majör komplikasyonlar için de aynı durum söz konusudur. Ayarlanmış oran robotik cerrahi için %3.5 ve laparoskopik cerrahi için %3.8, mutlak risk yüzdesi –0.3 ve risk oranı 0.93’dir. Ancak operasyonun 4 saatten fazla sürme oranı robotik cerrahide laparoskopik cerrahiye göre çok daha fazla saptanmıştır (ayarlanmış oranlar %46.3’e %28.5, mutlak risk yüzdesi 20.5 ve risk oranı 1.79).
 

Araştırmacılar ayrıca robotik cerrahinin 90 günlük hastane masraflarını laparoskopik cerrahiye göre 16.851 dolardan 19.530 dolara arttırdığını saptamışlardır (p=.004). Bunun nedeni ek malzemelerin maliyeti ( 4876 dolar vs 3891 dolar) ve ameliyathane odalarının maliyetidir (7217 dolar vs 5378 dolar) (p<.001). Araştırmacılar robotik cerrahinin hiçbir riski veya majör komplikasyonu arttırmadığını ancak daha uzun cerrahi süreleri ve daha yüksek maliyet ile ilişkili olduğunu belirtmişlerdir.


İkinci araştırmada ise Dr Jayne ve arkadaşları rektal cerrahide robotik cerrahi ile laparoskoik cerrahide güvenlik, etkililik, kısa ve uzun dönem sonuçlarını saptamak için “Robotic vs Laparoscopic Resection for Rectal Cancer (ROLARR)” çalışmasını gerçekleştirmişlerdir. 10 ülkede, 29 yerde, 40 cerrah tarafından robotik cerrahi veya laparoskopik cerrahi ile yüksek veya alçak anterior rezeksiyon veya abdominoperineal rezeksiyon ile rezekte edilebilen 471 rektal adenokarsinom hastası araştırmaya alınmıştır. Hastaların yaş ortalaması 64.9 yaş olmakla beraber % 67.9’si erkekti. Çalışma 466 (98.9%) hasta ile tamamlanmıştır.


Açık laparotomiye geçilme oranı toplamda %10.1, laparoskopik cerrahi için %12.2, robotik cerrahi için %8.1’dir. Ayarlanmış risk yüzdesi 4.1 ayarlanmış odds oranı 0.61 (P = .16) saptanmıştır. Sınır pozitifliği toplam oranı %5.7 saptanmıştır. Ayrıca %6.3 ile laparoskopik cerrahi ve %5.1 ile robotik cerrahi arasında ayarlanmamış risk yüzdesi 1.1 ve ayarlanmış odds oranı 0.78 (P = .56) ile bir fark saptanmamıştır. İntraoperatif komplikasyon, postoperatif komplikasyon, cerrahi alanı, 30 günlük mortalite, mesane disfonksiyonu ve cinsel disfonksiyon açısından iki cerrahi yöntem arasında bir fark saptanmamıştır.


Araştırmacılar “Bu sonuçlar robotik cerrahi için farklı deneyimli cerrahlar söz konusu olduğunda rektal kanser rezeksiyonunda robotik cerrahi ile laparoskopik cerrahi arasında bir fark olmadığını göstermiştir” demektedir. Dr Jayne farklı bir araştırma tasarısı ile iki yöntem arasında açık cerrahiye geçildiğinde önemli farklar bulunabileceğini belirtmektedir. Bu araştırma 6 yıl önce ilk planlandığında açık cerrahiye geçme olasılığının %20 saptandığını belirtmektedir. Bu çalışmanın gücü de robotik cerrahi ile konvansiyonel cerrahi farklarını o oranın tabanında göstermek amacıyla planlanmıştır.
“Bizim cerrahlarımız çok daha iyi olduğu için beklenilen açığa geçme oranları %20 yerine %10 saptanmıştır ve bu yüzden çalışmanın gücü düşmüştür” diyor Dr Jayne. Bu da iki grup arasında numerik fark olsa da anlamlı bir fark olmadığı anlamına gelmektedir. Dr Jayne’e göre “Söyleyeceğimiz sonuçlar hakkında çok dikkatli olmalıyız. Söyleyebileceğimiz tek sonuç ise arada fark olmamasıdır”. Ayrıca dar pelvisli, obez ve düsük rektal kanseri olan hastalarda açığa geçme oranlarında farklılıklar izlenmiştir. “Dediğimiz gibi iki kol arasında açığa geçme arasında farklılıklar görmüş olmamıza rağmen bunların anlamlı olduğunu söyleyemeyiz” diyor Dr Jayne. Ve ekliyor: “Görünen o ki robotik cerrahi tüm hastalarda gerekmemekle beraber zorlu hastalarda faydalı olabilir. Ancak bunu henüz kağıt üzerinde kanıtlayabilmiş değiliz”.
 

Dr Chung ve arkadaşlarının çalışması için bir ödenek belirtilmemiştir. Dr Jayne ve arkadaşlarına ödenek Yeterlilik ve Mekanizim Değerlendirme Programı, Tıp Araştırma Konseyi ve İskoçya Ulusal Sağlık Araştırma Enstitüsü, Wales Ulusal Saplık Araştırma Enstitüsü, Sağlık ve Sosyal Bakım Hizmetleri Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü, Kuzey İrlanda Halk Sağlığı Ajentası tarafından sağlanmıştır. İki eş yazar Yorkshire Kanser Araştırmaları ve Biyoinformatik Medikal Araştırma Topluluğu tarafından desteklenmiştir. Doktor Jayne, Pigazzi, Rautio, Thomassen, ve Bianchi ve bay Gudgeon Intuitive Surgical Inc. için çalıştıklarını belirtmişlerdir. Dr Pigazzi Intuitive Surgical Inc için konsültan hekim olarak çalıştığını bildirmiştir. Bay Gudgeon Intuitive Surgical Inc.’ten ulaşım masraflarını aldığını bildirmiştir. Editörlerin finansal durumlar için asaklı bilgisi bulunmamaktadır.
 

JAMA. 2017;318:1561-1568, 1569-1580, 1545-1547. Chung abstract, Jayne abstract, Editorial

Kaynak Site: http://www.medscape.com
Çeviren: Dr. Elif Göknur TOPÇU

Klinik Haberler
Batın Duvar Endometriozisini Tedavi Etmede Kriyoablasyon Tekniği

Batın duvarı endometriozisi (BDE) genellikle ağrılı ve hormon tedavisi yada cerrahi tedavi gerektiren bir hastalıktır. Ağrıyı azaltmak ve lezyonların ilerlemesini engellemek için girişimsel olmayan tedavi seçeneklerine ihtiyaç vardır.


Rhode Island Hastanesİ’nde 2015-2016 yıllarında üç hasta ultrason ve bilgisayarlı tomografi eşliğinde kriyoablasyon ile tedavi edilmiştir. Kriyoablasyon yöntemi lezyonlara sıvı veya gaz enjekte ederek donduran bir tedavi yöntemidir. Bu yayında batın duvar endometriozisinin tedavisinde kriyoablasyon kullanılmış 3 vaka ve cerrahların minimal invaziv tedavi modalitesi kullanarak tedavi ettikleri hastaların durumları ve klinik yönetimi hakkında deneyimleri araştırılmıştır. Tedavi edici dereceye ulaşmak için birden fazla kez dondurma işlemi uygulanmıştır. Bu dondurma işlemlerinin sürelerine endometriyotik odağın özelliklerine ve cerrahın düşüncesine göre karar verilmiştir. Operasyon sırasında cilt, batın duvarı ve alttaki barsaklar korunmuştur. Ameliyat sonrası bilgisayarlı tomografi sonuçları ile endometriyotik odaklar etrafındaki tedavi sınırları doğrulanmış, ağrı miktarları ölçülmüş ve kontrol altına alınmıştır. Hastalardan birinin cerrahi öncesi alttaki kas dokusunu da içeren BDE’si olduğu biyopsiyle kanıtlanmış iken diğer iki hastada cerrahi sırasında biyopsi alınmıştır.

üç hasta da tedaviden önce ve sonrası cevapladıkları anketin sonucunda, tedaviden 6-12 hafta sonra ağrılarının tamamen kesildiğini belirtmişlerdir. Hastalardan biri tedaviden 3 hafta sonra daha çok ağrı duyması üzerine ağrı kesici tedavi ihtiyacı duymuş ancak tüm hastalar narkotik ilaç kullanmadan yönetilmiştir. BDE’li hastalarda kas dokusu da etkilenmişse daha uzun süreli tedavi ihtiyacı olmuştur.


Bu araştırma sayesinde BDE tedavisi için kriyoterapi uygulanabilirliği açısından bir görüş kazanılmıştır. Ancak araştırma bu tedavi modalitesinin belirli hastanelerde uygulanması gerektiğini belirtmektedir. Uygun vizüalizasyon (görünüm), lokal anestezi ve ultrason görüntüsünü takiben başka dokulara zarar verilmediğinin ve cerrahi sonrası bilgisayarlı tomografi ile tedavi sınırlarının doğrulanması gerekmektedir. Araştırma sadece üç vaka içerdiğinden istatistik elde edilememiştir. Uzun zamanlı etkisi de henüz çalışılmamıştır.

Kaynak Site: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28609130
Çeviren: Dr. Elif Göknur TOPÇU

Klinik Haberler
Endometriozis Cerrahisi Sonrasında Gelişen Menopozda Hormonoterapi Kullanmak – Dost mu Düşman mı?

Endometriozis, her yıl binlerce kadın için gerek ilaçlarla geçici olarak gerekse rahim ve yumurtalıkların cerrahi olarak çıkartılması sonucu ile kalıcı olarak menopoza yol açan sebeplerden biridir.

Eğer Endometriozis erkeklerin %10 unu etkileyen ağrılı bir durum olsaydı ve erkekler cinsel ilişki sırasında acı duysalardı muhtemelen gözyaşları doktorların kapısından sel olup akardı.

Hastalığın kadının yumurtalıklarından üretilen bir hormon olan östrojene bağımlı olduğuna inanılıyor. Bu yüzden kullanılan yaygın tedaviler bu hormon ve yumurtlamayı engellemeye yönelik oluyor. En sık kullanılanı kombine kontraseptif haplardır. (doğum kontrol hapları) Bir Cohrane incelemesinde levonorgestrelli rahim içi araç (hormonlu spiral) da benzer etki ile ağrı üzerine etkili bulunmuştur. Endometriozis lezyonlarını yakarak ya da çıkararak uygulanan laparoskopi cerrahisi de (kapalı ameliyat) ağrı ve fertilite (doğurganlık) üzerine faydalı bir etkiye sahiptir. Maalesef ilk 12 ay içinde tekrarlama oranı %30 lara kadar çıkmaktadır. Bazı kadınlar için bu tedaviler etkisizdir ve ağrıyı azaltmak için daha güçlü invaziv yöntemlere başvurnak gerekir. Cerrahi olarak yumurtalıkları çıkarmak ve kalıcı menopoza sebep olmak ya da ilaçlar ile geçici menopoz elde etmek nihai seçeneklerdir. Bu yöntemler kadınların östrojen seviyesinde dramatik bir düşüşe neden olur ve ağrıyı azaltır.

Yumurtalıkların çıkartılmasından sonra gelişen kalıcı menopozun osteoporoz ile birlikte gece terlemesi, sıcak basması, cilt kuruluğu, uykusuzluk gibi yan etkileri olmaktadır. (osteoporoz, kırık riskini artıran kemik yoğunluğunda azalma) Bu etkileri ortadan kaldırmak için hormon tedavisi (HT) kullanılmaktadır. Bu şikayetler için kullanılan östrojenin Endometriozis semptomlarında tekrarlamaya yol açacağına yönelik tartışmalar mevcut. Ve Cohrane Menstruasyon Bozuklukları ve Subfertilite Grubu bir yazı hazırladı. Endometriozis cerrahisi sonrası menopoz şikayetleri olan HT alan 115 kadını ve HT almayan 57 kadını karşılaştırdı. Ve her iki grup arasında çektikleri ağrı açısından ve tedavi için tekrar cerrahi ihtiyaçları açısından anlamlı fark saptanmadı.

Yıllar boyu ağrı çeken, tüm tedavi seçeneklerini tüketen ve sonunda kalıcı menopoza başvurmuş kadınların osteoporozu azaltmak için HT kullanıp kullanmamaları kararı, ucunda düşmanlarının geri dönme ihtimali olduğu için oldukça zor bir karar. Bu çalışma henüz bu soruya tamamen cevap verememiştir, daha ileri çalışmalar önerilmektedir.

Çeviren: Dr. Ayşegül Mut

Klinik Haberler
Endometriozis: Semptomlar, Tanı ve Tedavi Seçenekleri (RCOG)

Bu hasta bilgilendirme broşürü endometriozis hakkında bilgi- öneriler sağlamaktadır.

Broşürde içerilen bilgiler:

Endometriozis nedir ve ne kadar yaygındır?

Nerelerde bulunabilir?

Semptomlar ve tanı

Mevcut tedavi seçenekleri

Bu durumla yaşarken yaşam kalitesini artırmak için diğer seçenekler

Daha fazla bilgi ve destek

Endometriozis

Endometriozis hakkında daha çok şey öğrenmek isterseniz bu bilgilendirme sizin içindir. Endometriozisli birinin yakınıysanız ya da partneriyseniz de faydalı olabilir.

Endometriozis nedir?

Endometriozis, normalde uterusu (endometrium) kaplayan hücrelerin genellikle pelviste uterus overler ve fallop tüplerinin etrafı gibi başka yerlerde bulunması ile oluşur. Kanser değildir ve infeksiyöz değildir.100 kadından 2ile 10 unu etkileyen oldukça yaygın bir durumdur. Eğer anneniz veya kız kardeşinizde varsa sizde de olması yüksek ihtimaldir.

Endometriozis kadınları genelde reprodüktif yaşlarında etkiler. Uzun süreli bir durumdur ve beden sağlığı, duygusal iyilik hali ve günlük rutin işler üzerine önemli etkileri olabilir.

Semptomlar nelerdir?

Yaygın semptomlar pelvik ağrı, ağrılı bazen düzensiz veya ağır adet dönemlerini içerir. Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında ağrıya ve fertilite problemlerine neden olabilir. Bağırsak, mesane, bel veya bacaklarınızın üst kısımlarıyla ilişkili ağrınız olabilir ve uzun süreli yorgunluğunuz olabilir. Endometriozisli bazı kadınlarda herhangi bir semptom yoktur.

Endometriozis adet dönemi öncesinde ve sırasında kötüleşen düzenli bir paternde olan ağrıya neden olabilir.  Bazı kadınlar sürekli ağrı ile yaşarken bazılarında ağrı gelip geçer. Gebelikte ağrı azalabilir ve bazen herhangi bir tedavi yapılmaksızın geçer.

Endometriozise ne sebep olur?

Endometriozisin kesin sebebi bilinmemektedir. Uterusu kaplayan hücrelerin menstruasyon sırasında fallop tüpler aracılığıyla pelvise taşınması ile oluştuğu düşünülmektedir. Bu hücreler hormonlarınıza cevap verirler ve kanarlar. Vajina yoluyla vücudunuzu terk eden uterusu kaplayan hücrelerden farklı olarak bu kanın gidebileceği bir yer yoktur.  Bu durum ağrı, inflamasyon ve pelvik organlara muhtemel zararlara sebep olabilir.

Endometriozis şuralarda bulunabilir:

  • Overlerde, burada kistler oluşturabilir. (sıklıkla ‘çikolata kistleri’ olarak tanımlanır)
  • Fallop tüplerinde ya da üzerinde
  • Uterusun üstünde, arkasında ya da çevresinde
  • Vajina ve rektum arasındaki alanda
  • Peritonda (abdomen ve pelvis yüzeyinde)

Endometriozis aynı zamanda uterusun kas tabakasının içinde de (adenomyozis) bulunabilir ve bazen bağırsak ve/veya mesanede olabilir. Vücudun başka bölgelerinde de bulunabilir ancak bu nadirdir.

Nasıl teşhis edilir?

Endometriozis tanı koymak için zor bir durum olabilir. Bu şu sebepledir:

  • Endometriozis semptomları çok fazla değişkenlik gösterir.
  • Semptomlar geneldir ve başka durumların örneğin irritabl bağırsak sendromu (IBS) veya pelvik inflamatuar hastalık (PID) gibi sebep olduğu ağrıya benzer olabilir.
  • Farklı hastaların farklı semptomları vardır.
  • Bazı hastalarda hiçbir semptom yoktur.

 Eğer jinekoloğa gidersem ne olacak?

Şunlar size sorulacak:

  • Herhangi bir ağrınız var mı ve bu ağrının bir paterninin olup olmadığı ya da herhangi bir şeyle ilişkili olup olmadığı özellikle adet dönemi.
  • Adet dönemi hakkında- ağrılı mı ve ne kadar ağır geçiyor?
  • Cinsel ilişki sırasında herhangi bir ağrının ve rahatsızlığınızın olup olmadığı
  • Adet dönemi sırasında bağırsaklarınızla ilgili olan problemler hakkında

Doktor, onayınız doğrultusunda muayene yapabilir. Bu pelvik ağrının lokalize edilmesine yardımcı olur ve doktor kitle veya hassasiyetin olduğu alanları palpe edebilir. Herhangi bir endişenizi tartışabilecek ve soru sorma fırsatınız olacaktır.

Hangi testler önerilebilir?

Testler genellikle pelvik ultrason görüntülemesini içerir. Bu uterus ve overlerin kontrol edilmesini sağlayan transvajinal görüntüleme olabilir. Overlerde endometriotik (çikolata) kistin veya vajina ve rektum arasında endometriozisin olup olmadığını gösterebilir.

Kesin tanı koymanın tek yolu olan laparoskopi önerilebilir. Genel anestezi altında yapılır. Abdomene küçük kesiler yapılır ve pelvisi incelemek için kamera yerleştirilir. Tanıyı konfirme etmek için biyopsi alınabilir ve tıbbi kayıtlarınız için görüntüler alınabilir.  

Doktor ilk laparoskopiniz sırasında endometriozisi tedavi etmeyi önerebilir bu overlerdeki kisti çıkarmak ya da pelvis yüzeyindeki herhangi bir alanı tedavi etmek şeklinde olabilir. Bu ikinci bir operasyonu önlemiş olur. Ancak bazen tespit edilen endometriozisin yaygınlığı ileri testlere veya tedaviye gereksiniminizin olabileceği anlamına gelebilir.

İşlemin riskleri ve yararları sizinle konuşulup tartışılacak. Operasyon sonrasında sonuçlar hakkında bilgilendirileceksiniz. Laparoskopiden sonra genellikle aynı gün eve gidebilirsiniz.

Eğer durum ilerlemişolarak görünüyorsa MR görüntüleme önerilebilir.

Tedavi için seçeneklerim neler?

Tedavi için seçenekler aşağıda listelenenleri içermektedir.

Ağrı-hafifletici medikasyon

İnflamasyonuazaltarak etki eder. Ağrınızın hafiflemesine yardımcı olacak birkaç farklı yol vardır. Bu reçetesiz satılan ilaçlardan hekiminizin reçete ettiği ilaçlara kadar geniş bir yelpazede olabilir. Daha şiddetli durumlarda ağrı yönetiminde uzman bir ekibe yönlendirilebilirsiniz.

Hormon tedavileri
Bu tedaviler ovulasyonu azaltır ya da durdurur. (overden yumurtanın atılması) ve böylelikle hormonal stimülasyonu azaltarak endometriozisin küçülmesini veya yok olmasını sağlar.

Önerilebilecek bazı hormon tedavileri kontraseptiftir ve aynı zamanda gebe kalmayı engelleyecektir. Şunları içerir:

  • Hap kullanılmayan aralık olmaksızın sürekli olarak verilen kombine oral kontraseptif hap veya patch ;bu genellikle ovulasyonu durdurur ve geçici olarak adet dönemlerini durdurur ya da  daha hafif ve daha az ağrılı olur.
  • Ağrıyı azaltmaya yardımcı olan ve adet dönemlerini daha hafif geçmesini sağlayan intrauterin araç (IUS/MIRENA); RIA kullanan bazı kadınlar hiç adet görmeyebilir.
  • Mini-pill,kontraseptif implant veya enjeksiyon formunda olan progestojenler.

Başka hormonal tedaviler de mevcuttur ancak bunlar kontraseptif değildir.  Bu sebeple eğer gebe kalmak istemiyorsanız aynı zamanda bir kontraseptif de kullanmanız gerekecektir. Kontraseptif olmayan hormon tedavileri şunları içerir:

  • Tablet formundaki progestojenler
  • GnRH a (gonadotropin releasing hormone agonist) enjeksiyon, implant veya nazal sprey olarak verilir. Çok etkilidirler ancak sıcak basması gibi menopoz semptomlarına neden olabilir ve aynı zamanda kemik yoğunluğunu azalttığı bilinmektedir.Bu yan etkileri ve kemik kaybını azaltmaya yardımcı olmak için hormon replasman terapisi şeklinde add-back terapi önerilebilir.

Cerrahi

Cerrahi endometriozis alanlarını tedavi edebilir veya çıkarılmasını sağlayabilir. Önerilen cerrahi, endometriozisin nerede olduğuna ve ne kadar yaygın olduğuna bağlıdır. Cerrahi,tanı konulduğunda yapılabilir ya da daha sonra önerilebilir. Başarı oranları değişkenlik gösterir ve ileri cerrahiye gereksiniminiz olabilir. Jinekoloğunuz sizinle seçenekleri etraflıca tartışacaktır.

Muhtemel opersayonlar şunlardır:

  • Laparoskopik cerrahi-endometriozis çıkarılması ya da yok edilmesi.
  • Laparotomi-daha şiddetli vakalar için. Genellikle bikini hattı boyunca abdomende insizyonu içeren majör bir operasyondur. Bazen diğer cerrahlar örneğin bağırsak konusunda uzmanlaşmış cerrahlar da operasyona dahil olacaktır. Gereklilik halinde laparotomi,histerektomi ile birlikte veya histerektomi yapmaksızın overlerin alınması için kullanılabilir.Histerektomiden sonra çocuğunuzun olması mümkün olmayacaktır. Overlerinizin alınması durumunda daha uzun süreli ağrı hafiflemesi büyük ihtimalledir. Ancak overlerin alınmasıyla ilişkili olan sağlık risklerinden dolayı doktorunuz sizinle bunu ve hormon replasman terapisi için muhtemel gerekliliği tartışacaktır.

Şiddetli endometriozisiniz varsa  jinekolog, bağırsak cerrahı, radyolog ve ağrı yönetiminde uzmanları içeren uzman bir ekip tedavi seçeneklerinizi tartışabilir. Endometriozis alanında uzmanlaşmış bir merkeze sevk edilebilirsiniz.

Fertilite tedavisi

Endometriozisli bazı kadınlar için gebe kalmak bir sorun olabilir. Jinekoloğunuz size seçenekleriniz hakkında bilgi sağlayabilir.

Diğer seçenekler

Bazı kadınlar aşağıdaki önlemleri yararlı buldular:

  • Egzersiz, sağlığınızı iyileştirebilir ve endometriozisin bazı semptomlarına iyi gelebilir.
  • Diyetten belirli bazı besinlerin örneğin süt veya buğday ürünleri çıkarılması
  • Psikolojik terapiler ve danışma

Tamamlayıcı terapiler

Etkinliği için yalnızca sınırlı kanıt varsa da, bazı kadınlar aşağıdaki terapilerin ağrıyı azaltmaya yardımcı olduğunu ve yaşam kalitelerini artttırdığını bulabilir.

  • Refleksoloji
  • Transkütanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS)
  • Akupunktur
  • Vitamin B1 ve magnezyum takviyeleri
  • Geleneksel Çin tıbbı
  • Bitkisel tedaviler
  • Homeopati

Anahtar noktalar

  • Endometriozis, normalde uterusu (endometriumu) kaplayan hücrelerin genellikle pelviste uterus overler ve fallop tüplerinin etrafı gibi başka yerlerde bulunması ile oluşur.
  • Kanser değildir ve infeksiyöz değildir.
  • Endometriozis bazen tanı koymak için zor bir durum olabilir.
  • Yaygın semptomlar pelvik ağrı, ağrılı bazen düzensiz veya ağır adet dönemlerini içerir. Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında ağrıya ve fertilite problemlerine neden olabilir.
  • Tedavi seçenekleri ağrı-hafifletici medikasyon, hormonlar ve/veya cerrahiyi içerir.

Daha fazla bilgi ve destek

NHS Choices: www.nhs.uk/conditions/Endometriosis/Pages/Introduction.aspx

Endometriosis UK: www.endometriosis-uk.org

Infertility Network UK: www.infertilitynetworkuk.com

British Society for Gynaecological Endoscopy: bsge.org.uk

British Society for Gynaecological Endoscopy Accredited Centres: bsge.org.uk/centre

RCOG Recovering Well series:

 Laparoscopy: www.rcog.org.uk/en/patients/patient-leaflets/laparoscopy

 Abdominal hysterectomy: www.rcog.org.uk/en/patients/patient-leaflets/abdominal-hysterectomy

 Laparoscopic hysterectomy: www.rcog.org.uk/en/patients/patient-leaflets/laparoscopic-hysterectomy

Klinik Haberler
Diogenest Cerrahi Sonrası Endometriomaların Nüksetmesini Önlemede Kullanılabilir

Seoul, Kore’de yapılan bu çalışmada ameliyatla tedavi edilmiş endometriozis hastalarında, cerrahi sonrası uzun dönem diogenest -dördüncü kuşak progestin- kullanımının hastalığının tekrarlaması üzerine etkinliği çalışılmıştır.

Endometriomaların (çikolata kisti) tekrarlaması bu hastalığa sahip kadınların sıkça karşılaştığı bir sorundur. Nükslerin tedavisi parasal, duygusal ve fiziksel olarak zorlayıcıdır. Bu nedenle nüksü önleyici bir yönteme ihtiyaç vardır.

Çalışmanın kısıtlılıkları:

Dioegenest idaresi olmaksızın izlenen hiçbir kontrol grubu yoktur ve tedaviyi durduranların sayıları karşılaştırma yapmak için azdır.

Tekarlayan endometriomaları tespit etmek için izleme süresi kısadır.

Diogenest dışındaki hormon preparatlarının etkisi karşılaştırılabilir değildir.

Özet

Geçenlerde Ca-handra ve arkadaşları tarafından Obstetrics and Gynecolgy Science’da  “Overyan endometriozis için cerrahi sonrası uzun dönem diogenest kullanımı hakkında klinik deneyim” isimli çalışma yayınlandı. Yayın dördüncü nesil progestin olan diogenestin, over endometriomaları için laparoskopik (kapalı operasyon) veya robotik cerrahi geçiren kadınlarda uzun süreli kullanımıyla ilgili faydaları ve etkileri araştırdı.

Çalışma 203 katılımcıyla gerçekleştirildi. Katılımcılara ameliyattan sonra Diogenest (2mg/gün) reçete edildi. Hastalar düzenli takip ziyaretleriyle izlendi, böylece sağlık hizmeti sunucusu potansiyel yan etkileri ve olumsuz olayları değerlendirip bunlarla ilgili her türlü önlemi alabilecekti. Araştırmacılar 6 aydan önce diogenest kullanmayı bırakan kadınları, 6 aydan uzun süre diogenest alan kadınlarla kıyaslamıştır. Tekrarlama transvajinal ve transrektal ultrason görüntüleme ile izlenmiştir.

182 katılımcıya ortalama 12 ay boyunca diogenest verildi. Diogenestin uzun süreli kullanımı, yüksek CA 19-9 seviyeleri ile ilişkili bulundu. 21 katılımcı, ortalama 2,4 ay sonra diogenest almayı bıraktı. Bilateral (iki taraflı) endometrioma için ameliyat geçiren kadınlarda diogenest bırakma oranlarının daha düşük olduğu kaydedildi. Diogenestin kesilmesine genellikle anormal uterin kanama eşlik etti. Vajinal kanama katılımcıların %15.8’inde meydana geldi, vajinal kanama açısından cerrahi sonrası gonadotropin salıverici hormon verilip verilmediği önemli değildi. Diğer gözlenen yan etkiler; depresyon, kilo artışı, akne (sivilce), ödem, gastrointestinal sorunlar, kabızlık, sıcak basması ve baş ağrısıdır. 3 vakada endometriozis nüksü olmakla birlikte bu nükslerin bir kısmında yeniden diogenest verildiğinde boyutlarında azalma meydana gelmiştir.

Sonuç olarak, diogenest tekrarlayan endometriozis için önleyici bir tedbir olarak uzun süreli kullanım için güvenli gibi görünmektedir.

Kaynak Site: http://www.endonews.com
Çeviren: Stj. Dr. Tuğba Buket ÇALIŞKAN

Klinik Haberler
Histerektomi ve Endometriozis Hakkındaki Karışıklık

Endometriozis cerrahlarının sıkça karşılaştığı soru “Endometriozisin tekrar etmemesi için histerektomi (rahmin alınması) yaptırmalı mıyım?”

            Öncelikle en önemlisi hastanın tercihidir. Ancak, sağlıkla ilgili sorunlar söz konusu olduğunda sosyal medyanın ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz. Eğitebilir, bir konuyu yayabilir ve hayat kurtarabilir. Ayrıca yanlış mesaj dağıtarak sorun da yaratabilir.

Histerektomi endometriozis için nihai tedavi midir?

Hayır, kesinlikle hayır. Endometriozis, endometrium benzeri dokuların rahmin dışında büyümesi olarak tanımlanır, bu nedenle rahmin alınması endometriozisi tedavi etmez. Ancak bu demek değildir ki histerektomi asla tedavinin bir parçası değildir. İşte tam da burası karışıklığın başladığı yer. Endometriozisten muzdarip bazı hastalar için, histerektomi ameliyatın faydalarını arttırır. Mesela bu hastalarda ayrıca “adenomyozis” denilen durum mevcut olabilir. Adenomyozis, endometrium benzeri dokunun uterusun kasının içinde büyümesidir ve derin infiltratif endometriozisli hastaların %50’sinde görülebilir. Diğer tedaviler başarısız olduğunda ve ameliyat kararı alındığında, doğru ameliyat, endometriozis lezyonlarının uzman bir ekip tarafından çıkartılmasıdır. Histerektomi, bazı hastalarda ameliyatın avantajlarına katkıda bulunacağına inanılıyorsa (ve hasta gelecekte herhangi bir gebelik istemiyorsa tabii ki) ameliyata eklenebilir.

            Rahmin alınıp diğer lezyonlar geride bırakılmamalıdır ve maalesef ki bu sandığımızdan daha sık yapılmaktadır.

Histerektomi için asgari yaş var mı?

            Pratik olarak yok. Asıl soru “Histerektomi bu kadına faydalı olur mu?” olmalıdır. Mevcut tüm bilgileri ve tüm seçenekleri düşündükten sonra hem hasta hem de doktor histerektominin doğru seçim olduğuna inanıyorsa, yaş anlaşmayı bozan bir faktör değildir.

Histerektomi tekrarlama riskini azaltıyor mu?

Bunun olduğuna inanmamız için iyi bir sebebimiz yok. Bu yanlış anlaşılmanın nedeni, “retrograd menstrüasyon” olarak adlandırılan endometriozis nedeni teorilerinden biridir. Bu teoriye göre, endometriozis adet kanının, tüpler vasıtasıyla geriye doğru pelvise yerleşmesinin sonucudur. Bu sadece birkaç kuramdan biridir. Gerçek şu ki, bu teoriyi kabul etsek bile bu implantların yeniden büyüyerek endometriozis halini alması için ne kadar zaman geçmesi gerektiğini bilmiyoruz.

            Araştırmalar, hastalığın tekrarını azaltmanın en iyi yolunun, iyi ve kaliteli bir ameliyatın sonrasında hormon tedavisi ile kombine edilmesi olduğunu gösteriyor.

Kaynak Site: https://www.linkedin.com/pulse/confusion-over-hysterectomy-endometriosis-shaheen-khazali/
Çeviren: Dr. Ayşegül Mut

Klinik Haberler
Obstetri ve Jinekolojide Statinlerin Terapötik Rolü

Statinler çeşitli obstetrik ve jinekolojik durumlarda yararlı olabilir.

Anahtar noktalar

Vurgu:

Statinlerin, anti-proliferatif, anti-invazif, anti-enflamatuar ve anti-anjiojenik etkileri vardır. 

Amaç:·       

Yazarlar, çeşitli obstetrik ve jinekolojik durumlarda statinlerin etkisini anlamak için, kadın -reprodüktif (üreme) sisteminde statinlerin faydalı etkileri ile ilgili araştırmayı inceledi. 

Ne yapıldı?·       

PubMed ve EMBASE kullanarak obstetri ve jinekolojide statinler ile ilgili makaleler için literatür tarandı. 

Anahtar noktalar 

Statinler mevalonat yolağını ve onun yıkım ürünlerini inhibe eder.Bu yıkım ürünleri, membranlar arası alışveriş, motilite (hareketlilik), proliferasyon (çoğalma), diferansiasyon (farklılaşma) ve hücre iskeleti organizasyonu gibi sinyal yolaklarında önemli rol oynamaktadır.Bu kritik sinyal yolaklarının (inhibisyonu) engellenmesi, çeşitli etkilere neden olur.        

Anti-proliferatif etkiler

Anti-invazif etkiler

Anti-enflamatuar etkiler

Anti-anjiojenik etkiler

Statin tedavisinin, endometriozis, polikistik over sendromu, adezyon önleme, over (yumurtalık) kanseri, preeklampsi ve antifosfolipid sendromunda faydalı etkileri gösterilmiştir. 

Sınırlamalar

Etkinlik, güvenlik ve uygun dozaj konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.Bu koşullarda statinin altında yatan mekanizmaları anlamak için başka temel ve dönüşümsel çalışmalar gereklidir.  

Özet

Statinler, lipid üretimini azaltan, kolesterol biyosentezinin hız kısıtlayıcı enzimini inhibe ederek etki gösteren bir ilaç sınıfıdır. Bu sebeple, statin, hiperkolesterolemi ve koroner arter hastalığının tedavisinde kullanılmıştır. Zeybek ve arkadaşları tarafından yürütülen “Reproductive Sciences” dergisinde yayınlanan bu çalışmada Teksas Üniversitesi, ABD Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD daki araştırmacıların obstetri ve jinekoloji alanlarında statinler ile ilgili makaleler için literatür araştırmasını özetlemektedir. Toplanan kanıtlar, statinlerin çeşitli obstetrik ve jinekolojik durumlarda yararlı olabileceğini düşündürmektedir.Mevcut bilgileri anlamak için yazarlar, kadın reprodüktif (üreme) sisteminde statinin yararlı etkileri ile ilgili mevcut araştırmayı incelediler.Statinler, mevalonat yolağını ve onun yıkım ürünleri olan geranil pirofosfat, farnezil pirofosfat ve geranilgeranil pirofosfatı inhibe eder. Bu ürünler, membran alışverişi, motilitesi (hareketliliği), proliferasyon (çoğalmayı), diferansiasyon (farklılaşmayı) ve hücre iskelet düzenini düzenleyerek sinyal yolaklarında önemli rol oynayan birkaç proteinin uygun intraselüler (hücre içi) lokalizasyonu için gereklidir. Statin tedavisi ile bu kritik sinyal yolaklarının inhibisyonu, anti-proliferatif, anti-invazif, anti-enflamatuar ve anti-anjiojenik etkileri içeren çeşitli etkilere neden olur. Bu nedenle giderek artan kanıtlar statinlerin endometriozis, polikistik over sendromu, adhezyonun önlenmesi, over (yumurtalık) kanseri, preeklampsi ve antifosfolipid sendromu üzerinde yararlı etkilerinin olduğunu göstermiştir. Statinin farklı jinekolojik ve obstetrik durumlardaki ümit verici birçok etkisi olmasına karşın, etkinlik, güvenlik ve uygun dozaj açısından daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Ayrıca, bu koşullarda statinin altta yatan mekanizmalarını anlamak için başka temel ve dönüşümsel araştırmalara gerek vardır. 

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

Klinik Haberler
Endometriozis: Tıbbi ve Cerrahi Tedavide Uzman Bakış Açıları

Sunumun özeti

Endometriozis kontrolü bakımın devamlılığını içerir. Tedavi yaklaşımları, hastanın semptomları, üreme hedeflerine bağlı olarak üreme çağı boyunca değişim gösterecektir.

Hastayı hastalık süreci ve hastalığın menstural ağrı semptomlarını ve aile planlamasını nasıl etkileyebileceği hakkında bilgilendirin.

Hastayı eğiterek, hastalık yönetimi hakkında fikir paylaşımına etkin şekilde katılmasını sağlayın. Her bireye özel bir bakım planı yapmak için hastanın anlatmak istediklerine kulak verin.

Endometriozis karmaşık bir tıbbi sorun olabilir. Mümkün olduğunca multidisipliner bir yaklaşım kullanın.

Cerrahi teknikler: eksizyon ve ablasyon

Hye-Chun Hur, MD (tıp doktoru): Endometriozisin eksizyonunun güçlü bir savunucusuyum. Eksizyonun çok önemli 2 nedenden ötürü vazgeçilmez olduğuna inanıyorum. Birinci sebep teşhis içindir. Jinekolojik cerrahlar arasında bile endometriozisin tek başına görüntüleme yoluyla doğru olarak teşhis edilmesi yetersizdir. Doğru bir endometriozis teşhisine sahip olmak çok önemlidir, çünkü tanı, hastanın üreme yaşamının geri kalanı için tedaviyi etkileyecektir.

Eksizyonun esas olmasının ikinci nedeni, “perde arkasında” ne kadar hastalık olduğunu bilmemenizdir. Eksizyona başladığınızda, hastalığın derinliğini değerlendirmeye başlarsınız ve sıklıkla görüntülenen endometriozis implantasyonunun arkasında bile fibrozis veya iltihap vardır.

Douglas N. Brown, MD: Endometriozise, ​​bir onkoloğun kansere yaklaşmasıyla aynı şekilde yaklaşıyorum. Ben bunu hasta sitoredüktif -hastalığı azaltıcı- yaklaşım olarak adlandırıyorum. Burada bir buzdağı fenomeni var, hastalığın ucu su yüzünde görünmekte, fakat ne kadar derine indiğine dair hiçbir fikriniz yok. Bu çok derin infiltratif endometriozis. Yüzeysel bir ablasyon yapmak hasta açısından neredeyse hiçbir şey yapmaz ve aslında skar dokusuna neden olarak durumu daha da karmaşık bir hale getirebilir. Bir hastanın semptomları varsa, peritonda, mesanede, barsakta veya üreterin yakınında nerede olursa olsun, hastalığı rezeke etmemiz (kesip çıkarmamız) gerektiğine kesinlikle inanıyorum. Şimdilik, bunlar radikal ameliyatlardır ve her hastanın radikal cerrahi geçirmesi gerekmez. Bu hastanın ağrı şikayetlerine ve o zamandaki sorunlarına bağlıdır, ancak endometriozis eksizyonu, bana kalırsa, bakım standardı olmalıdır.

Endometriozis eksizyonunun riskleri

Dr. Brown: Endometriozis eksizyonunun riskleri, hastanın ameliyatı öncesi görüntüleme veya raporla belirtilen mesane hastalığı, üreter hastalığı veya barsak hastalığına sahip olup olmadığına bağlıdır. Eğer durum böyleyse hastayla ameliyat öncesi görüşmemiz gerekenler: “Hastalığı pelvisinizden çıkarırken ne kadar ilerlememi istiyorsunuz? Eğer hastalığı peritondan veya mesaneden çıkarırsam birkaç günlüğüne foley sonda ile eve dönmeniz gerekiyor. Eğer barsak söz konusuysa, hastalığı kesip çıkarmaya çalışmamı mı yoksa barsaktan kazımamı mı istiyorsun? Eğer bir problemle karşılaşırsak, bu barsak kısmını kesip çıkarmamı kabul ediyor musun?” Bunlar tartışılması gereken konular çünkü bilindiği üzere olası komplikasyonlar var.

Kaynak Site: https://www.mdedge.com/obgmanagement/article/159671/gynecology/endometriosis-expert-perspectives-medical-and-surgical
Çeviren: Stj. Dr. Tuğba Buket ÇALIŞKAN

Klinik Haberler
Hangi Endometriozis Tedavisi Daha İyi: NETA veya Uzamış-Döngü OC (Oral Kontraseptif) (Seasonique®?)

Noretindron asetat (NETA) ve Genişletilmiş-döngü oral kontraseptif (OC) (doğum kontrol hapı), endometriozis ile ilişkili ağrı semptomlarını etkin bir şekilde tedavi edebilir ve her iki tedavi de benzer hasta memnuniyeti derecelerine sahiptir.

Çalışmanın Önemi:

Bu çalışmadan önce uzamış döngülü oral kontraseptiflerin endometriozisli kadınlardaki etkinliğini araştıran bir çalışma bulunmamaktaydı. Bu nedenle, sağlık hizmeti sunanların hastaları için en iyi tedavi rejimi hakkında daha iyi fikir vermesi açısından yapılması zorunlu bir çalışmaydı.

YAZININ ÖZETİ

Scala ve arkadaşları yakın zamanda, ”European Journal of Obstetrics & Gynecology and Reproductive Biology” dergisinde hasta tercihlerinin tespit edildiği prospektif çalışma yayınlamışlardır. Yayımlanan makalenin başlığı “Endometriozis semptomlarının tedavisinde Norethindrone asetat’a karşı uzamış-döngü oral kontraseptif (Seasonique): Bir prospektif açık uçlu karşılaştırma çalışması” olup makale, uzun vadeli oral kontrasepsiyon (OK) ile noretindron asetatı (NETA) karşılaştırmaktadır. Çalışmalardaki bağımlı değişken hasta memnuniyetidir. Çalışma katılımcılarının tümünün endometriozisli kadınlar olduğunu belirtmek önemlidir.

Araştırmacılar endometriozis tanısı alan kadınları çalışmaya aldı. Katılımcılar daha sonra iki tedavi grubuna ayrıldı: NETA (2,5 mg / gün, Primolut-Nor1; Bayer Pharma AG, Berlin, Almanya) veya genişletilmiş döngü OC (84 gün için LNG / EE 150/30 mcg ve 7 gün için EE 10 mcg, Seasonique1, Teva, Assago, İtalya). Katılımcılar hangi tedavinin bir parçası olmak istediklerini kendileri seçebileceklerdi. 12 ayda araştırmacılar her tedaviden hasta memnuniyetini analiz ettiler. 12 aydan önce çalışmadan ayrışan kadınların, ayrılırken tedaviden memnuniyetlerini değerlendirmeleri istendi. Çalışma ayrıca ağrı semptomları, endometrioma hacmi, rektovajinal nodül hacmi ve yaşam kalitesindeki değişiklikleri de değerlendirdi. Ayrıca, katılımcılar tedavi gruplarına göre değişen bir kanama değerlendirmesine tabi tutuldular. Araştırmadan elde edilen veriler istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur.

Çalışma; 12 ayda iki tedavi grubu arasında hasta memnuniyeti açısından anlamlı bir istatistiksel fark olmadığını ortaya koymuştur. Ek olarak her iki grupta da katılımcılar 6 aylık ve 12 aylık kullanımda ağrı semptomlarında iyileşme fark etmişlerdir.  Kanama değerlendirmesinde B grubunda (oral kontraseptif alan hasta grubu) ilk siklusta düzensiz kanamalar daha fazla olarak saptandı. Sonuç olarak, uzamış döngülü oral kontraseptif ve NETA tedavilerinin ikisi de benzer memnuniyet oranlarına sahipti ve ikisi de endoemetriozis ilişkili ağrı semptomlarıyla mücadelede etkindi.

Çalışmanın kısıtlılıkları:

Bu çalışma randomize değildi.

Sağlık uzmanı, katılımcı ile her iki tedaviyi tartışmıştır ve bu da katılımcının tedavi seçimini etkilemiş olabilir.

Katılımcılara iki tedavinin fiyatı verildi, bu tedavi seçimini etkileyecektir.

Bu çalışmanın örneklem büyüklüğü nispeten küçüktür, bu da çalışma sonuçlarının anlamlılığını etkileyecektir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Stj. Dr. Tuğba Buket ÇALIŞKAN

« First‹ Previous161718192021222324Next ›Last »
Page 20 of 38


EndoMart

Derneğimiz; hastaları, hasta yakınlarını, toplumu, hekimleri Endometriozis ve onun yol açtığı rahatsızlıklarla ilgili bilgilendirmek amacıyla kuruldu. Üreme çağındaki Her 10 kadından birisinin hastalığı olan Endometriozis’in etkilerinin daha az olduğu bir gelecek için çalışmalar yürütüyoruz.
Detaylı Bilgi

Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

www.endometriosisschool.com
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin

Kütüphane

Toplantı Sunumları
Videolar
Dergiler
Makaleler
Kılavuzlar
Kitaplar
Bülten Arşivi

Bilimsel Kaynaklar

www.endometriosis.org
www.endometriosisassn.org
www.endometriosis-uk.org
www.endofound.org
www.endocenter.org
www.endometriosisfoundation.org
www.apendoalliance.org

Adres

Osmanağa Mah. Osmancık Sok. Betül Han No:9 D:4 Kadıköy, İstanbul
Telefon: +90 532 515 69 99
Email: info@endometriozisdernegi.org

Copyright 2021 - Endometriozis ve Adenomyozis Derneği.