• +90 532 515 69 99
  • info@endometriozisdernegi.org
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin
  • Türkçe
  • English
Üyeler İçin
Hastalar İçin

Türkçe

a:3:{s:6:"locale";s:5:"tr_TR";s:3:"rtl";i:0;s:9:"flag_code";s:2:"tr";}
Klinik Haberler
13 Şubat 2020 Tarihinde İstanbul Atatürk Kız öğrenci Yurdu’ndaydık.

Endometriozisin en sık görüldüğü yer yumurtalıklardır.

Yumurtalıklar endometriozisin en sık görüldüğü yer olmakla birlikte sol taraf, overyan (yüzeyel implantlar) ve fallop tüpü dışında daha baskındır.

Amaç:

Overyan ve derin infiltratif endometriozis vakalarında endometriozis lezyonlarının anatomik dağılımını yeniden değerlendirmektir.

Ne yapıldı?

Bu prospektif gözlemsel çalışmada, laparoskopik (kapalı operasyon) olarak endometriozis tanısı alan 1101 kadın incelenmiştir. Tüm olgularda üstü kapalı endometriozis lezyonları araştırıldı ve biopsi yapıldı.

Endometriozis lezyonlarının anatomik pozisyonunun yanı sıra çeşitli çalışma periodları süresince derin infiltratif endometriozis oranı, endometriozisin lateralitesi, pelvik adezyonların (yapışıklıkların) anatomik dağılımı ve geçmişe göre prevalansı incelenmiştir.

Sonuçlar:

Overler endometriozisin en sık yerleştiği alandı (737 hastada %66.94). 485’inde hem overyan endometrioma hem de yüzeyel implantlar gözlenmiştir, 227’si sadece overyan endometriozis ile prezente olurken, yüzeyel  implantlar sadece 25 hastada gözlemlenmiştir. Diğer sık görülen yerler uterosakral ligamentler, overyan fossa, Douglas çıkmazı ve mesaneyken (idrar kesesi) en nadir görüldüğü yer de submezokolik kompartmandı (14 hasta).

Derin infiltratif endometriozis (üreterin dahil olduğu durumlar hariç uterosakral lezyonları çıkardığımızda ) hastaların %14.4’ünde (n=159) saptandı; bunların % %93.1’inde ilişkili ağrı varken, %89.7’sinde kısırlık mevcuttu, %77.4’ünde ilişkili adezyonlar (n=123), %69.9’unda ilişikili overyan endometrioma (n=86) saptandı.

Laparoskopik tanı ve histopatolojik doğrulamaya dayalı DIE oranı, 1995 ve 2001 yıllarında belirgin bir değişim ile artmıştır.

Derin infiltratif endometriozis ile ilişkili yerler rektovajinal septum (n = 143), sigmoid (n = 11), mesane (n = 9) ve üreter (n = 6) idi.

Sol taraf, yüzeyel implantlar ve fallop tüpü dışındaki tüm yerler için baskındı. Sol baskınlık, sigmoid kolondan, menstruel akıntının sol fallop tüpünden difüzyonu için bir engel olarak görev yapması ve dolayısıyla bir implantasyonu teşvik etmesinden kaynaklanabilir. Bununla birlikte, derin infiltratif lezyonların dağılımı muhtemelen kolonun veya müllerian kanal artıklarının metaplazisinden kaynaklanmaktadır. Pelvik adezyonlu 600 hastada endometriozis hastalığı öyküsü, geçirilmiş enfeksiyon ve geçirilmiş pelvik cerrahi öyküsünden veya geçmiş öyküsü olmayanlarda çok daha sıktı. Adezyonların en sık anatomik lokalizasyonu adnekslerdi (%47.4),bunu sigmoid, Douglas çıkmazı ve uterus takip etti.

Sınırlamalar:

Bu çalışma, çalışmaya dahil edilme faktörleriyle ilişkili olarak ve lezyon bölge kodlamaları için seçilen bazı keyfi kriterler sebebiyle taraflıdır.

ÖZET

Audebert ve arkadaşlarının “European Journal of Obstetrics ve Gynecology” isimli dergide yayınlanmış olan çalışmasında endometriozis anatomik dağılımı, çeşitli çalışma dönemlerinde derin infiltratif endometriozis oranı, endometriozisin lateralitesi, pelvik yapışıklıkların anatomik dağılımı ve geçmişe göre prevalansı incelenmiştir.

Laparoskopi prosedürü ile endometriozis tanısı alan 1101 hasta çalışmaya alındı. 1101 hastanın yaş ortalaması 33.06 idi (15-63 yıl). Ağrı, infertilite veya her ikisi de laparoskopi yapılmasına yol açan en sık şikayetlerdi. 1101 hasta için toplam 3416 bölgeye özgü lezyon (adezyonlar hariç) kaydedildi (hasta başına ortalama lezyon sayısı 3-10).

Endometriozisin en sık bulunduğu yer overdi, bunu uterosakral ligament, fossa ovarica, Douglas çıkmazı, mesane takip etti. Derin infiltratif endometriozis (tüm bölgelerde) sırasıyla; uterus, sigmoid, fallop tüpleri ve round ligament idi. Endometriozisin en sık bulunduğu bölge literatürle örtüşürken ikinci en sık bölge örtüşmemekteydi (literatürde posterior broad ligament belirtilmiştir).

1995 ve 2001 yıllarında oranları progresif olarak belirgin bir artış gösteren derin infiltratif endometriozis, hastaların %14.4 ünde tespit edilmiştir. Derin infiltratif endometriozis insidansının yıllar içinde giderek artmakta mı olduğu ya da bu artışının üreme uzmanlarının geçmiş yıllara bakarak daha iyi eğitilmesi ve teknolojideki gelişmeler sayesinde tanı almasının daha kolay olmasından mı kaynaklandığı kesin değildir.

Lateralite değerlendirilmesinde alanların çoğu için sol taraf baskınlık gösterdi: Overyan endometrioma (%56.3), fossa ovarica (%67.5), uterosakral ligament (%60.7) ve mesane (%57.8). Bununla birlikte difragmatik endometriozis istisnai olup Vercelli ve arkadaşlarının çalışmasında sağ tarafın baskınlık gösterdiği belirtilmiştir.

Derin infiltratif endometriozisteki artışın doğru olup olmadığının ve laparoskopik cerrahi sonrası fertilite durumuna ilişkin son neticenin incelenmesi için daha ileri prospektif gözlem çalışmalarına ihtiyaç vardır.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Tuğba Buket ÇALIŞKAN
Klinik Haberler
Daha İyi Bir Değerlendirme İçin Endometriozisi Nasıl Sınıflandırmalı?

Önemi

-Peritoneal endometriotik implantları tanımlamak için Amerikan Üreme Tıbbı Derneği (ASRM), 1998’de hafif ve şiddetli olmak üzere, hastalığın şiddetini sayısal olarak hesapladı.

-Endometriotik lezyonların hepsi aynı özelliklere sahip değildir ve bazen lezyon küçük olsa bile, daha ilerleyici ve kötü olabilir, böylece bu sınıflandırmayı bozabilir, sonuçlar yaratabilir.

-Her endometriozis hastalığının tipi, tıpkı kanserlerde yapıldığı gibi tedaviye başlamadan önce değerlendirilmelidir.

-Kişiselleştirilmiş muayene, damarlanma, enflamasyon, bağışıklık özellikleri, hormon reseptörleri, çoğalma özelliklerini içermelidir.

Ne yapıldı

-Yazarlar, Amerikan Üreme Tıbbı Derneği tarafından bulunan endometriozis evreleme sistemini geliştirmek için “EndoGram” adlı bir test öne sürdüler.

-Kişiselleştirilmiş bir tedavi için, her hastada hastalığın tipiyle birlikte yeni bir tedavi stratejisi oluşturmayı önerdiler.

-Endometriozisi değerlendirmek için uygun bir sınıflandırma ihtiyacı nedeniyle, ilk girişim 1973 yılında yapılmıştır. 1979’da American Fertility Society (AFS) endometriozis için yeni bir sınıflandırma oluşturdu ve 1985’te revize etti. ASRM hastalığı, her biri için puanlar verilen hafif, orta ve şiddetli gibi farklı aşamalarda tanımladı. Bu sınıflama da 1997 yılında revize edildi ve peritoneal implantların tanımı (beyaz, kırmızı ve siyah) eklendi.

-Tüm bu sınıflandırmalar, enflamatuar (iltihabi) olayları hesaba katmaz, sadece lezyonların büyüklüğü ve şekli ile sınırlıdır.

Özet

Endometriozis, üreme dönemindeki kadınların %10’unu etkiler ve hastalığı olan kadınların yaklaşık %40’ında kısırlığa neden olur. Periton sıvısı, endometriozisin yumurtalıklara, peritona(karın zarı) ve diğer derin dokulara yayılmasını kolaylaştıran faktörlerden biri olabilir. Küçük fakat ilerleyici lezyonlar karın boşluğu içinde daha agresif şekilde ilerleyebilir.

İsviçre, Fribourg Kanton Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Dr.Joliniere ve arkadaşları, endometriozis için AFS ve ASRM sınıflandırmalarından daha işlevsel bir sınıflandırma yaratma konusundaki düşüncelerini yayınladılar.

1995 yılında oluşturulan EndoGram, hastalığın bir çeşit kimlik kartını tanımlamaya hizmet ediyor. İlk tanısal laparoskopi (kapalı ameliyat) sırasında, cerrah spesifik heterojenite belirteçlerini tanımlamak için periton sıvısından ve lezyonlardan örnekler alır. Her bireydeki endometriozisin agresifliğini ve ilerlemesini anlamak için, hücre çoğalma testi, immünokimya kullanılarak fenotip analizi, tedavi programına karar vermeden önce yapılmalıdır.

Bu yaklaşım nüks riskini ve hastaların takip yöntemine karar vermeye yardımcı olur, ayrıca hormon reseptörü analizine bağlı olarak en iyi hormonal tedaviyi belirlemeye izin verir. Her hasta için biyolojik bir profil ve hastalığının gerçek bir haritası oluşturulabildiği ve kişiselleştirilmiş bir tüp bebek programı uygulanacağından, hastanın kısırlığını tedavi etmek için en iyi stratejiyi aramaya izin verecektir.

Kuşkusuz ağrı ve kısırlık, endometriozisi olan hastalar için klinisyenlerin en önemli endişeleridir. Bununla birlikte, hastaları tedavi etmeye başlamadan önce klinisyen, lezyonların doğasını ve hastalığın evrelemesini anlamalıdır. Lezyon profilimiz elimizde olduğunda uygun tedaviyi planlayabilir ve aşırı hormon kullanımından kaçınabiliriz. Ayrıca, bu yaklaşım kanser riskini de değerlendirmede yardımcı olabilir.

 

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işıl AYHAN

Klinik Haberler
Hastalar ve Klinisyenler için Gerçek Bir Mücadele: Tekrarlayan Endometriozis

Tekrarlayan endometriozis: Bilinmeyen bir düşmanla savaş

Tekrarlayan endometriozisi tanımlamak için bir standardizasyon olmamakla ve sıklığı tam olarak bilinmemekle birlikte, endometriozis yönetiminde sık karşılaşılan bir durumdur.

Anahtar Noktalar

Önemli Başlıklar:

Endometriozisin tekrarlama oranını etkileyen yardımcı faktörler tanımlanabilirse, nüksten korunmak ve endometriozisi yönetmek mümkün olacaktır.

Önemi:

Endometriozis hastalarının kişiselleştirilmiş yönetimi ve takibi, hastanın hastalığı kaynaklı ve cerrahi kaynaklı risk faktörleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmelidir.

Ne yapıldı? 

  • Bu derleme MEDLINE veritabanından “endometriozis” ve “rekürens” terimlerini içeren son literatürden faydalanılarak hazırlanmıştır.
  • Bu konuyla ilgili 1990’dan beri yazılmış ve tam metinine ulaşılabilen toplam 392 insan çalışması incelenmiştir.
  • Bu amaçla 80 çalışma ve bunlarda refere edilen konu ile ilgili çalışmalar derlemeye dahil edilmiştir.

Anahtar sonuçlar:

  • Bu çalışmalara göre endometriozisin tekrarlama oranı %0 ile %89.6 arasında değişmektedir.
  • Endometriozis rekürensi (tekrarlaması) tanımı için tam bir konsensüs olmamakla birlikte hastalık nüksüne neden olan ve nüksü önlemede, hastalığı yönetmekte faydalı olabilecek pek çok yardımcı faktör açığa çıkarılmıştır.
  • Endometriozis rekürensi, tekrarlayan ağrı veya serum CA125 seviyesinde anlamlı artış veya cerrahi bulguların nüks etmesi olarak tanımlanmıştır.
  • Dismenore (ağrılı adet dönemi), disparoni ağrılı cinsel ilişki) veya pelvik (kasık) ağrının şiddeti klinik veya cerrahi bulgular ile birlikte olsun veya olmasın tekrarlayan endometriozisle eşit veya daha fazla oranda ilişkilidir.
  • Pelvik fibrotik alanlar veya hassas nodüller endometriozis nüksü için şüpheli klinik bulgular olarak değerlendirilmektedir.
  • En az 2 cm büyüklükte endometrioma (çikolata kisti) varlığı ve tipik ultrasonografik görünüm endometriozis nüskü olarak kabul edildi.
  • Takip süresi, çalışmanın dizaynı, örneklem büyüklüğü, hastalığın tipi ve evresi, seçilen cerrahinin şekli ve postoperatif (ameliyat sonrası) dönemde kullanılan medikal tedavi yardımcı faktörler olarak kabul edildi.
  • Endometriozis nüksü için genç yaş, pozitif aile öyküsü, yüksek vücut kitle indeksi, önceden over stimülasyonu için ilaç kullanmış olmak, tanı sırasında büyük endometrioma varlığı, şiddetli preoperative (ameliyat öncesi) ağrı, yüksek serum CA125 seviyesi ve ileri evre hastalığa sahip olmak hastanın hastalığına ait risk faktörleriyken, operasyon sırasındaki yoğun yapışıklıkların varlığı, tedavi için radikal cerrahi gerekliliği ve pozitif cerrahi sınırlar ise cerrahiyle ilişkili risk faktörleriydi.

Özet

Endometriozis, endometrial stroma ve glandların uterin kavitenin dışında bir yere yerleşmesi olarak tanımlanmıştır. Güncel tıbbi ve cerrahi tedaviler yan etki, maliyet, nüks riski, gebe kalabilme kapasitesi üzerine etki gibi birçok yan etkiye sahiptir.

Farklı yayınlarda farklı görülme oranı belirtilen rekürens önemli bir problemdir. Bu durum yeni lezyonların oluşmasından veya tedavi sonrası geriye kalmış rezidü lezyonların büyümesi ile oluşmaktadır.

İtalya’dan bir grup bilim adamı, Ceccaroni ve ark. tarafından “The European Journal of Contraception & Reproductive Health” isimli dergide ¨ Tekrarlayan endometriozis: bilinmeyen bir düşmanla savaş¨ başlıklı bir derleme yayınlanmıştır. Yazarlar 1990’dan beri MEDLINE’da yayınlanan, “endometriozis” ve “rekürens” terimlerini içeren çalışmaları kullanarak endometriozis nüksüyle ilgili mevcut olan farklı tanımlamalara açıklık getirmişlerdir. Endometriozis nüksünü, farklı çalışmalarda tanımlandığı gibi ağrının tekrarlaması, klinik bulgular, anatomik tekrar, serum CA125 seviyesinde anlamlı artış veya ikinci cerrahide bulguların olması gibi kabul etmişlerdir.

Fakat bütün tanımlamalar az yada çok kısıtlamalara sahipti. Endometriozis rekürensine sebep olabilecek birçok olası karıştırıcı faktörün olduğunuda belirttiler.

Bunlardan takip süresi, çalışma dizaynı ve örneklem büyüklüğü, hastalığın tipi ve evresi, kullanılan cerrahinin şekli, postoperatif dönemde kullanılan medikal tedaviler karıştırıcı faktörler olarak değerlendirildi.

Endometriozis nüksü için genç yaş, pozitif aile öyküsü, yüksek vücut kitle indeksi, önceden over stimulasyonu için ilaç kullanmış olmak, tanı sırasında büyük endometrioma varlığı, şiddetli preoeratif ağrı varlığı, yüksek serum CA125 seviyesi ve ileri evre hastalığa sahip olmak hastanın hastalığına ait risk faktörleriyken, operasyon sırasındaki yoğun yapışıklıklar, tedavi için radikal cerrahi gerekliliği ve  pozitif cerrahi sınırlar ise cerrahiyle ilişkili risk faktörleriydi.

Yazarlar rekürens riskini öngörmenin hastalığın gelecekte yönetimi için çok önemli olduğunu vurgulamışlar ve cerrahlara endometriozis rekürensini standardize bir temelde tanımlamalarını önermişlerdir.

Endometriozis rekürensinin daha iyi araştırılması için gelecekte daha çok hastanın katıldığı, uzun takip süreli, endometriozis rekürensinin standardize tanımlara göre belirlendiği daha çok randomize kontrollü çalışmaya ihtiyaç olduğu yazarlar tarafından eklenmiştir.
Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Çağdaş ŞAHİN

Klinik Haberler
Endometriozis Özellikleri ile Hasta Yaşının Karşılaştırılması

Özet

Endometriozis sık görülen jinekolojik bir hastalıktır ve hastaların günlük hayatları anlamlı bir şekilde olumsuz olarak etkilenmektedir. Özellikle henüz gebe kalmamış genç hastalarda hastalığın yönetimi sırasında hastalığın ilerleyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Hala tartışmalı bir konu olmasına rağmen bazı uzmanlara göre lezyonların ciddiyeti hasta yaşı ilerledikçe artmaktadır. Bu da lezyonların zaman içerisinde büyüdüğüne işaret etmektedir. Hasta yaşı ile lezyonların şekli, evresi ve de lokasyonu arasındaki ilişkili belirlemek için Fransa’da Dr. Roman ve grubu retrospektif bir çalışma gerçekleştirdiler. Bu çalışma yakın zamanda ‘The Journal of Minimally Invasive Gynecology’ adlı dergide yayınlandı.

Nisan 2009 ile Nisan 2014 tarihleri arasında CIRENDO veri tabanına kaydedilmiş totalde 1560 cerrahi müdahale bu kesitsel kohort nitelikteki çalışmaya dahil edildi. Yaşa göre hastalar 6 kategoride incelendi; A (20 yaşından küçük), B (21-25), C (26-30), D (31-35), E (36-40), F (40 yaşından büyük).  Analizde hasta özellikleri, semptomlar (belirtiler), endometriozis lokasyonu ve hangi cerrahi müdahalelerin uygulandığı değerlendirildi.

Endometriozis evresinin grup A’dan grup C’ye gidildikçe ilerlediği izlenmiş. Ayrıca derin infiltratif endometriozis lezyonlarının izlenme oranı en genç grupta (grup A, 20’den küçük) düşük olarak belirtilmiş. Yaş ilerledikçe bu oranda artış izlenmiş.

Bu sonuçlar endometriozisin üreme çağındaki kadınlarda 40’lı yaşlara kadar ilerlediğini göstermektedir.

Genel olarak Dr. Roman’ın grubu adölesan (ergenlik) çağdan üreme çağının belli bir dönemine kadar cerrahi gerektiren olgularda endometriozisin ilerlediği sonucuna varmışlardır. Bu sebeple 25 yaş altı kadınlarda hastalığın ilerlemesini engellemek için endometriozisin erken tanısı için aktif olarak çalışılmalıdır.

Bu çalışmaya geniş bir hasta kitlesi dahil edilmiştir ve de dikkatli prospektif (ileriye dönük) data kullanılmıştır. Fakat gruplar arası hasta sayısındaki farklılık ve de derin infiltratif endometriozis olgularındaki prevalans (sıklık) fazlalığı çalışma sonuçlarını etkilemiş olabilir.

 

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Fitnat TOPBAŞ

Genel
XII. ENDOAKADEMİ 20 Eylül’de Online!

Uzman hekimlerin katılımı ile endometriozis hastalığının tanı ve tedavisine yönelik son gelişmeleri tartıştığımız EndoAkademi toplantılarının XII.sini online olarak 20 Eylül Pazar günü düzenliyoruz. Toplantımıza katılım ücretsizdir. Kayıt linki: https://global.6connex.eu/event/xiiendoacademy/login


Derneğimizden Haberler  ·  Kredi Yurtlar Kurumu  ·  Projeler
13 Şubat 2020 Tarihinde İstanbul Atatürk Kız öğrenci Yurdu’ndaydık.

Endometriozis ve Adenomiyozis Derneği olarak Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndaki farkındalık toplantılarımızın birini daha geride bıraktık. Doç. Dr. Hale Göksever genç kızlarımız ile İstanbul Atatürk Kız Öğrenci Yurdu’nda buluştu ve onlara Kadın Sağlığı ve Hijyeni” ile ilgili konularda bilgiler aktardı. Katılımın oldukça iyi olduğu toplantı interaktif ve verimli bir şekilde gerçekleştirildi. Önümüzdeki toplantılarda çok daha fazla genç kızımıza ulaşmayı hedefliyoruz.

Geçmiş Kongreler  ·  Kongreler
Endometriosis and infertility: the extent of the problem 23-24 January 2020
Geçmiş Kongreler  ·  Kongreler
WCE 2020

11-14 Eylül 2020 tarihinde Dubai’de gerçekleşecek olan 14. Dünya Endometriozis Kongresi‘nin ortaklarından biri olarak sayın meslektaşlarımızı kongreye abstrakt göndermeye davet ediyoruz. https://endometriosis.ca/world-congress/wce2020/ Erken kayıt için son gün 1 Ağustos 2020’dir.

Derneğimizden Haberler  ·  Kredi Yurtlar Kurumu  ·  Projeler
15 Ocak 2020 Tarihinde İzmir Zübeyde Hanım Kız Yurdu’ndaydık.

Endometriozis ve Adenomyozis Derneği olarak Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndaki farkındalık toplantılarımıza devam ediyoruz. İzmir Zübeyde Hanım Kız Öğrenci Yurdu’nda gerçekleştirdiğimiz toplantımızda Prof. Dr. Ümit İnceboz genç kızlarımıza “Kadın Sağlığı ve Hijyeni” ile ilgili konularda bilgiler aktarmıştır. Yoğun katılım ve interaktif geçen toplantılarımıza Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

Derneğimizden Haberler
22 Aralık 2019’da Ankara’daydık.

22 Aralık 2019 tarihinde TJOD Ankara Şubesi ve Endometriozis ve Adenomyozis Derneği ortaklığında TJOD Ankara Şubesi Pazar Sabahı Toplantısı’nı başarıyla gerçekleştirdik. “Endometriozis, pelvik ağrı ve infertilite” ile ilgili güncel konular değerli hocalarımız tarafından tartışıldı. Tüm katılımcılarımıza toplantımıza göstermiş oldukları yoğun ilgiden dolayı teşekkür ediyoruz.

« First‹ Previous222324252627282930Next ›Last »
Page 26 of 38


EndoMart

Derneğimiz; hastaları, hasta yakınlarını, toplumu, hekimleri Endometriozis ve onun yol açtığı rahatsızlıklarla ilgili bilgilendirmek amacıyla kuruldu. Üreme çağındaki Her 10 kadından birisinin hastalığı olan Endometriozis’in etkilerinin daha az olduğu bir gelecek için çalışmalar yürütüyoruz.
Detaylı Bilgi

Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

www.endometriosisschool.com
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin

Kütüphane

Toplantı Sunumları
Videolar
Dergiler
Makaleler
Kılavuzlar
Kitaplar
Bülten Arşivi

Bilimsel Kaynaklar

www.endometriosis.org
www.endometriosisassn.org
www.endometriosis-uk.org
www.endofound.org
www.endocenter.org
www.endometriosisfoundation.org
www.apendoalliance.org

Adres

Osmanağa Mah. Osmancık Sok. Betül Han No:9 D:4 Kadıköy, İstanbul
Telefon: +90 532 515 69 99
Email: info@endometriozisdernegi.org

Copyright 2021 - Endometriozis ve Adenomyozis Derneği.