• +90 532 515 69 99
  • info@endometriozisdernegi.org
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin
  • Türkçe
  • English
Üyeler İçin
Hastalar İçin

Klinik Haberler

a:3:{s:6:"locale";s:5:"tr_TR";s:3:"rtl";i:0;s:9:"flag_code";s:2:"tr";}
Klinik Haberler
Obstetri ve Jinekolojide Statinlerin Terapötik Rolü

Statinler çeşitli obstetrik ve jinekolojik durumlarda yararlı olabilir.

Anahtar noktalar

Vurgu:

Statinlerin, anti-proliferatif, anti-invazif, anti-enflamatuar ve anti-anjiojenik etkileri vardır. 

Amaç:·       

Yazarlar, çeşitli obstetrik ve jinekolojik durumlarda statinlerin etkisini anlamak için, kadın -reprodüktif (üreme) sisteminde statinlerin faydalı etkileri ile ilgili araştırmayı inceledi. 

Ne yapıldı?·       

PubMed ve EMBASE kullanarak obstetri ve jinekolojide statinler ile ilgili makaleler için literatür tarandı. 

Anahtar noktalar 

Statinler mevalonat yolağını ve onun yıkım ürünlerini inhibe eder.Bu yıkım ürünleri, membranlar arası alışveriş, motilite (hareketlilik), proliferasyon (çoğalma), diferansiasyon (farklılaşma) ve hücre iskeleti organizasyonu gibi sinyal yolaklarında önemli rol oynamaktadır.Bu kritik sinyal yolaklarının (inhibisyonu) engellenmesi, çeşitli etkilere neden olur.        

Anti-proliferatif etkiler

Anti-invazif etkiler

Anti-enflamatuar etkiler

Anti-anjiojenik etkiler

Statin tedavisinin, endometriozis, polikistik over sendromu, adezyon önleme, over (yumurtalık) kanseri, preeklampsi ve antifosfolipid sendromunda faydalı etkileri gösterilmiştir. 

Sınırlamalar

Etkinlik, güvenlik ve uygun dozaj konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.Bu koşullarda statinin altında yatan mekanizmaları anlamak için başka temel ve dönüşümsel çalışmalar gereklidir.  

Özet

Statinler, lipid üretimini azaltan, kolesterol biyosentezinin hız kısıtlayıcı enzimini inhibe ederek etki gösteren bir ilaç sınıfıdır. Bu sebeple, statin, hiperkolesterolemi ve koroner arter hastalığının tedavisinde kullanılmıştır. Zeybek ve arkadaşları tarafından yürütülen “Reproductive Sciences” dergisinde yayınlanan bu çalışmada Teksas Üniversitesi, ABD Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD daki araştırmacıların obstetri ve jinekoloji alanlarında statinler ile ilgili makaleler için literatür araştırmasını özetlemektedir. Toplanan kanıtlar, statinlerin çeşitli obstetrik ve jinekolojik durumlarda yararlı olabileceğini düşündürmektedir.Mevcut bilgileri anlamak için yazarlar, kadın reprodüktif (üreme) sisteminde statinin yararlı etkileri ile ilgili mevcut araştırmayı incelediler.Statinler, mevalonat yolağını ve onun yıkım ürünleri olan geranil pirofosfat, farnezil pirofosfat ve geranilgeranil pirofosfatı inhibe eder. Bu ürünler, membran alışverişi, motilitesi (hareketliliği), proliferasyon (çoğalmayı), diferansiasyon (farklılaşmayı) ve hücre iskelet düzenini düzenleyerek sinyal yolaklarında önemli rol oynayan birkaç proteinin uygun intraselüler (hücre içi) lokalizasyonu için gereklidir. Statin tedavisi ile bu kritik sinyal yolaklarının inhibisyonu, anti-proliferatif, anti-invazif, anti-enflamatuar ve anti-anjiojenik etkileri içeren çeşitli etkilere neden olur. Bu nedenle giderek artan kanıtlar statinlerin endometriozis, polikistik over sendromu, adhezyonun önlenmesi, over (yumurtalık) kanseri, preeklampsi ve antifosfolipid sendromu üzerinde yararlı etkilerinin olduğunu göstermiştir. Statinin farklı jinekolojik ve obstetrik durumlardaki ümit verici birçok etkisi olmasına karşın, etkinlik, güvenlik ve uygun dozaj açısından daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Ayrıca, bu koşullarda statinin altta yatan mekanizmalarını anlamak için başka temel ve dönüşümsel araştırmalara gerek vardır. 

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

Klinik Haberler
Endometriozis: Tıbbi ve Cerrahi Tedavide Uzman Bakış Açıları

Sunumun özeti

Endometriozis kontrolü bakımın devamlılığını içerir. Tedavi yaklaşımları, hastanın semptomları, üreme hedeflerine bağlı olarak üreme çağı boyunca değişim gösterecektir.

Hastayı hastalık süreci ve hastalığın menstural ağrı semptomlarını ve aile planlamasını nasıl etkileyebileceği hakkında bilgilendirin.

Hastayı eğiterek, hastalık yönetimi hakkında fikir paylaşımına etkin şekilde katılmasını sağlayın. Her bireye özel bir bakım planı yapmak için hastanın anlatmak istediklerine kulak verin.

Endometriozis karmaşık bir tıbbi sorun olabilir. Mümkün olduğunca multidisipliner bir yaklaşım kullanın.

Cerrahi teknikler: eksizyon ve ablasyon

Hye-Chun Hur, MD (tıp doktoru): Endometriozisin eksizyonunun güçlü bir savunucusuyum. Eksizyonun çok önemli 2 nedenden ötürü vazgeçilmez olduğuna inanıyorum. Birinci sebep teşhis içindir. Jinekolojik cerrahlar arasında bile endometriozisin tek başına görüntüleme yoluyla doğru olarak teşhis edilmesi yetersizdir. Doğru bir endometriozis teşhisine sahip olmak çok önemlidir, çünkü tanı, hastanın üreme yaşamının geri kalanı için tedaviyi etkileyecektir.

Eksizyonun esas olmasının ikinci nedeni, “perde arkasında” ne kadar hastalık olduğunu bilmemenizdir. Eksizyona başladığınızda, hastalığın derinliğini değerlendirmeye başlarsınız ve sıklıkla görüntülenen endometriozis implantasyonunun arkasında bile fibrozis veya iltihap vardır.

Douglas N. Brown, MD: Endometriozise, ​​bir onkoloğun kansere yaklaşmasıyla aynı şekilde yaklaşıyorum. Ben bunu hasta sitoredüktif -hastalığı azaltıcı- yaklaşım olarak adlandırıyorum. Burada bir buzdağı fenomeni var, hastalığın ucu su yüzünde görünmekte, fakat ne kadar derine indiğine dair hiçbir fikriniz yok. Bu çok derin infiltratif endometriozis. Yüzeysel bir ablasyon yapmak hasta açısından neredeyse hiçbir şey yapmaz ve aslında skar dokusuna neden olarak durumu daha da karmaşık bir hale getirebilir. Bir hastanın semptomları varsa, peritonda, mesanede, barsakta veya üreterin yakınında nerede olursa olsun, hastalığı rezeke etmemiz (kesip çıkarmamız) gerektiğine kesinlikle inanıyorum. Şimdilik, bunlar radikal ameliyatlardır ve her hastanın radikal cerrahi geçirmesi gerekmez. Bu hastanın ağrı şikayetlerine ve o zamandaki sorunlarına bağlıdır, ancak endometriozis eksizyonu, bana kalırsa, bakım standardı olmalıdır.

Endometriozis eksizyonunun riskleri

Dr. Brown: Endometriozis eksizyonunun riskleri, hastanın ameliyatı öncesi görüntüleme veya raporla belirtilen mesane hastalığı, üreter hastalığı veya barsak hastalığına sahip olup olmadığına bağlıdır. Eğer durum böyleyse hastayla ameliyat öncesi görüşmemiz gerekenler: “Hastalığı pelvisinizden çıkarırken ne kadar ilerlememi istiyorsunuz? Eğer hastalığı peritondan veya mesaneden çıkarırsam birkaç günlüğüne foley sonda ile eve dönmeniz gerekiyor. Eğer barsak söz konusuysa, hastalığı kesip çıkarmaya çalışmamı mı yoksa barsaktan kazımamı mı istiyorsun? Eğer bir problemle karşılaşırsak, bu barsak kısmını kesip çıkarmamı kabul ediyor musun?” Bunlar tartışılması gereken konular çünkü bilindiği üzere olası komplikasyonlar var.

Kaynak Site: https://www.mdedge.com/obgmanagement/article/159671/gynecology/endometriosis-expert-perspectives-medical-and-surgical
Çeviren: Stj. Dr. Tuğba Buket ÇALIŞKAN

Klinik Haberler
Hangi Endometriozis Tedavisi Daha İyi: NETA veya Uzamış-Döngü OC (Oral Kontraseptif) (Seasonique®?)

Noretindron asetat (NETA) ve Genişletilmiş-döngü oral kontraseptif (OC) (doğum kontrol hapı), endometriozis ile ilişkili ağrı semptomlarını etkin bir şekilde tedavi edebilir ve her iki tedavi de benzer hasta memnuniyeti derecelerine sahiptir.

Çalışmanın Önemi:

Bu çalışmadan önce uzamış döngülü oral kontraseptiflerin endometriozisli kadınlardaki etkinliğini araştıran bir çalışma bulunmamaktaydı. Bu nedenle, sağlık hizmeti sunanların hastaları için en iyi tedavi rejimi hakkında daha iyi fikir vermesi açısından yapılması zorunlu bir çalışmaydı.

YAZININ ÖZETİ

Scala ve arkadaşları yakın zamanda, ”European Journal of Obstetrics & Gynecology and Reproductive Biology” dergisinde hasta tercihlerinin tespit edildiği prospektif çalışma yayınlamışlardır. Yayımlanan makalenin başlığı “Endometriozis semptomlarının tedavisinde Norethindrone asetat’a karşı uzamış-döngü oral kontraseptif (Seasonique): Bir prospektif açık uçlu karşılaştırma çalışması” olup makale, uzun vadeli oral kontrasepsiyon (OK) ile noretindron asetatı (NETA) karşılaştırmaktadır. Çalışmalardaki bağımlı değişken hasta memnuniyetidir. Çalışma katılımcılarının tümünün endometriozisli kadınlar olduğunu belirtmek önemlidir.

Araştırmacılar endometriozis tanısı alan kadınları çalışmaya aldı. Katılımcılar daha sonra iki tedavi grubuna ayrıldı: NETA (2,5 mg / gün, Primolut-Nor1; Bayer Pharma AG, Berlin, Almanya) veya genişletilmiş döngü OC (84 gün için LNG / EE 150/30 mcg ve 7 gün için EE 10 mcg, Seasonique1, Teva, Assago, İtalya). Katılımcılar hangi tedavinin bir parçası olmak istediklerini kendileri seçebileceklerdi. 12 ayda araştırmacılar her tedaviden hasta memnuniyetini analiz ettiler. 12 aydan önce çalışmadan ayrışan kadınların, ayrılırken tedaviden memnuniyetlerini değerlendirmeleri istendi. Çalışma ayrıca ağrı semptomları, endometrioma hacmi, rektovajinal nodül hacmi ve yaşam kalitesindeki değişiklikleri de değerlendirdi. Ayrıca, katılımcılar tedavi gruplarına göre değişen bir kanama değerlendirmesine tabi tutuldular. Araştırmadan elde edilen veriler istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur.

Çalışma; 12 ayda iki tedavi grubu arasında hasta memnuniyeti açısından anlamlı bir istatistiksel fark olmadığını ortaya koymuştur. Ek olarak her iki grupta da katılımcılar 6 aylık ve 12 aylık kullanımda ağrı semptomlarında iyileşme fark etmişlerdir.  Kanama değerlendirmesinde B grubunda (oral kontraseptif alan hasta grubu) ilk siklusta düzensiz kanamalar daha fazla olarak saptandı. Sonuç olarak, uzamış döngülü oral kontraseptif ve NETA tedavilerinin ikisi de benzer memnuniyet oranlarına sahipti ve ikisi de endoemetriozis ilişkili ağrı semptomlarıyla mücadelede etkindi.

Çalışmanın kısıtlılıkları:

Bu çalışma randomize değildi.

Sağlık uzmanı, katılımcı ile her iki tedaviyi tartışmıştır ve bu da katılımcının tedavi seçimini etkilemiş olabilir.

Katılımcılara iki tedavinin fiyatı verildi, bu tedavi seçimini etkileyecektir.

Bu çalışmanın örneklem büyüklüğü nispeten küçüktür, bu da çalışma sonuçlarının anlamlılığını etkileyecektir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Stj. Dr. Tuğba Buket ÇALIŞKAN

Klinik Haberler
Endometriozis Ameliyatı Geçiren Kadınlarda Yanıtsızlığı Öngören Preoperatif Faktörler

Anahtar Noktalar

Ameliyat öncesindeki ağrının şiddeti cerrahi müdahaleye cevapsızlığın tek öngören faktörüdür. Endometriozisli kadınlar, kapsamlı cerrahi tedavi prosedürlerine rağmen, özellikle ağrı açısından iyileşmeyebilirler. Endometrioziste yaşam kalitesindeki değişiklikleri anlamak için kapsamlı cerrahi tedavi yöntemleri ile yönetilen kadınlarda sağlık sonuçları ölçüleri kullanılabilir. Bu kohort çalışmada, 2007-2014 yılları arasında gerçekleştirilen iki çalışmadan elde edilen veriler incelendi ve endometriozis ameliyatı geçiren kadınlarda yanıtsızlık için prediktif faktörler değerlendirildi.

İlk çalışma, ileri evre rekto-vajinal endometriozis için laparoskopik (kapalı ameliyat) cerrahiyi değerlendiren tek merkezli prospektif (ileriye dönük) bir kohort çalışmasıydı. İkincisi, CO2-Lazer’e karşı harmonik kullanılan kadınları değerlendiren çift kör, randomize kontrollü bir çalışmaydı.

Bu çalışmaların birincil sonucu, pelvik ağrı ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesiydi. (QuOL). Görsel analog skalaları (VAS), Endometriozis Sağlık Profili 30 (EHP-30), Gastrointestinal Yaşam Kalitesi İndeksi (GIQLI), EuroQol-5 (EQ-5D) ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Skoru (HADS) anketleri preoperatif (ameliyat öncesi) olarak ve postoperatif (ameliyat sonrası) 12. ayda iki kez kullanıldı. Cerrahi yöntem, hastalık tipine göre belirlendi. Yüzeyel lezyonlar için laparoskopik periton eksizyonu veya lazer ablasyon kullanılırken , derin infiltran endometrioizs için total histerektomi (rahim alınma operasyonu) ve bilateral salpingoooferektomi (iki taraflı yumurtalık ve tüplerin alınma operasyonu) ile birlikte veya sadece laparoskopik barsak cerrahisi (tıraşlama, disk veya segmental rezeksiyon) yapıldı.

EHP-30 güvenilir bir parametre olup yüksek puanlar sağlık durumunun kötü olduğunu gösterir. GIQLI ise, bağırsak fonksiyonunun değerlendirilmesini sağlar; düşük puanlar kötü durumun göstergesidir. EQ-5D, yaşam kalitesini tanımlayıcı ve görsel bir analog sistem ile değerlendirmek için kullanılır, daha yüksek puanlar GIQLI’de olduğu gibi daha iyi bir yaşam kalitesini gösterir. HADS, kaygı ve depresyonun değerlendirilmesi için ve VAS kronik pelvik ağrı, dismenore, disparoni ve diskeziyi değerlendirmek için kullanılır. Tedaviye yanıtsızlık, postoperatif dönemde iyileşme olmaması veya kötüleşen ağrı skorları olarak tanımlanmadı. Sonuçlar: Kriterlere uyan toplam 198 kadın dahil edildi.

Rektovajinal endometriozis nedeniyle 96 hasta, yüzeyel hastalık nedeniyle 102 hasta opere edildi. Kadınların% 17.85’i (% 24.51’i yüzeyel endometriozisli ve % 10.41’i derin endometriozisli) ameliyat sonrası 12 ayda yanıt vermeyenler olarak belirlendi. Yüzeyel endometriozisi olan kadınlarda tedaviye yanıtsızlık için, tüm bu skorları kullanarak anlamlı bir prediktif faktör saptanamamıştır. Derin infiltran endometriozisli kadınlarda, tedaviye yanıtsızlığı öngörmede daha az preoperatif ağrı ve hisler olmak üzere sadece iki önemli prediktif faktör bulundu. Derin endometriozisli kadınlarda radikal barsak ameliyatı yapıldığında, konservatif barsak ameliyatına kıyasla tedaviye yanıtsızlık oranı daha yüksektir. Eşzamanlı total histerektomi ve bilateral salpingoooferektomi, tedaviye yanıtsızlık sonuçlarını değiştirmedi. Çalışmanın gücü ve sınırlılıkları: Çalışmanın gücü, endometriozis cerrahisinde yanıtsızlığı araştıran ilk çalışma olmasıdır. Retrospektif olması bu çalışmanın bir kısıtlılığı olabilir.

ÖZET

Endometriozis, endometrial glandüler ve stromal hücrelerin uterus boşluğu dışındaki lokalizasyonu olarak tanımlanır. Kapsamlı araştırmalara rağmen, endometriozisin optimal yönetimi hala belirsizliğini koruyor. Analjezik ilaçlar, hormonal tedaviler ve cerrahi müdahaleler gibi tedavi seçenekleri vardır. Endometriozis için geniş cerrahi operasyonlara rağmen hala nüks riski vardır. Bir grup İngiliz bilim adamı Ghai ve arkadaşları, “Journal of Minimally Invasive Gynecology” isimli dergide “Endometriozis İçin Kapsamlı Cerrahi Tedavi Uygulanan Kadınlarda Tedaviye Yanıtsızlıkla İlişkili Preoperatif Faktörlerin Belirlenmesi” başlıklı bir çalışma yayınladı. Yazarlar, endometriozis ameliyatı geçiren kadınlarda yanıtsızlığı öngören faktörleri değerlendirmeye çalıştılar.

Ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası 12. ayda VAS, EHP-30, GIQLI, EQ-5D ve HADS kullanılarak iki çalışmadan elde edilen verilerin analizini yaptılar. Yüzeyel endometriozis için tedavi edilen kadınların, derin endometriozis için tedavi edilenlere kıyasla yanıtsız olma olasılığı daha yüksekti ve yüzeyel endometriozisi olan kadınlarda yukarıdaki skorların hepsinin kullanılmasıyla prediktif faktör tespit edilememiştir. Bununla birlikte, derin endometriozisi olan kadınlarda, sadece iki önemli prediktif faktör tedaviye yanıtsızlığı öngörmüştür: daha az preoperatif ağrı ve hisler. Yazarlar, ağrının ciddiyetini, tedaviye yanıtsızlık ile ilgili tek faktör olarak önermiştir. “Ağrı yönetiminin fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerini ele alan sağlık uzmanları tarafından bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor” dedi.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Seher SARI


Klinik Haberler
Endometriozis Cerrahisinde Güncellemeler

Özellikleri

– Zanelotti ve Decherney endometriozis için de geçerli olan cerrahinin mevcut durumunu anlattılar.

– özellikle bugünlerde kullanılan yöntemleri ve tekniğine bağlı olarak olumlu ve olumsuz etkilerini tarif ettiler.

Önemi 

– Tedavi için endometriozisi olan çoğu kadın cerrahiye başvurmaktadır, bu yüzden gelişmelerin cerrahiyi daha iyi bir seçenek haline getirip getirmediğini bilmek önemlidir.

Ne Yapıldı?

– Yazarlar endometriozis tedavisinde kullanılan güncel teknikler ile ilgili bilgileri toplamış ve bir arada sunmuşlardır.

Önemli Noktalar

– Laparotomi (açık cerrahi) sadece özellikli vakalarda ihtiyaç halinde kullanılırken, laparoskopi (kapalı cerrahi) endometriozis tanı ve tedavisinde yüksek oranda kullanılmaktadır.

– Konservatif cerrahi yöntemleri kadının fertilitesini (doğurganlığını) etkilemez ve asıl cerrahi tedavi şeklini değiştirmez.

– Cerrahi müdahalenin ameliyat sonrası ağrıları azalttığı gösterilmiştir.

– Lezyonun derinliği ve yerleşimi cerrahi prosedürü etkiler. 

– Laparoskopik Uterin Sinir Ablasyonu (LUNA) ve Laparoskopik Presakral Nevrektomi (LPSN) yöntemlerinde geleneksel laparoskopi ile ağrıda kısa süreli bir rahatlama sağlar. Ek olarak, LPSN orta hat karın ağrısı söz konusu olduğunda daha uzun süreli bir rahatlama sağlar. 

– Endometrial implantların (dokuların içine yerleşmiş hastalıklı doku) çıkarılmasında kullanılan teknik cerrahın tercihine dayanmaktadır. Ve sağlık uzmanı anatomiye hakim olmalıdır, lezyonların yakılması ve çıkartılması konusunda dikkatli olmalıdır. 

– Yumurtalık endometriomalarının (çikolata kistleri) çıkartılması için farklı teknikler gereklidir. Ultrason ile tanı alırlar. Laparoskopi çıkartmak için kullanılabilir. Bu prosedür, kistin drenajını (boşaltılması), kist duvarının çıkartılmasını, koterizasyonu ve duvarın ablasyonunu içermektedir.

– Yaygın doğası gereği DİE lezyonlarında adezyolizis (yapışıklıkların açılması) gerekebilir. Bağırsak tutulumu olan vakalarda multi-disipliner yaklaşım yani pek çok branşın katıldığı yaklaşım gereklidir ancak sağlık uzmanları ve hastalar prosedürün başka sorunlara yol açabileceği hakkında dikkatli olmalıdırlar. Rektal veya kolonik (kalın barsağa ait) mukoza lezyonlarının derinliği tespit edilmelidir. Derinliğe göre diskoid olarak lezyonun çıkartılması ya da rezeksiyon ardından stapler ile reanastomoz kararı verilmelidir. Ek olarak, eğer izole bir lezyon varsa sadece diskoid rezeksiyondan ya da traşlamadan hasta fayda görebilir, bireysel olarak değerlendirilmelidir. 

– Araştırmalar gösterdi ki; cerrahinin hormonal baskılayıcı ilaçlar gibi medikal tedavi ile kombinasyonu, endometriozis implantlarının nüksünü azaltır ve ağrıyı daha fazla azaltır.

– Bilateral Salpingo-Ooferektomi (BSO) denilen her iki yumurtalığın birden çıkartılması, östrojen hormonun seviyelerini düşürdüğünden endometriozis kontrolüne yardım eder. İmplantların sayı ve boyutlarının azalmasına yardımcı olur. Ancak bu tedavinin kemik yoğunluğunda azalma ve kısırlık gibi ciddi yan etkileri vardır. Bu prosedür menopoza yaklaşan kadınlarda önerilir. BSO sonrası, sağlık uzmanları hastaları postmenopozal (menopoz sonrası) hormon tedavisine almalıdırlar.

– Endometriozisi olan bazı kadınlarda cerrahinin fertiliteyi (doğurganlığı) düzelttiği gösterilmiştir ancak cerrahi birçok risk ile ilişkili olduğu için şikayeti olmayan kadınlarda uygulanmamalıdır. Sonuç olarak ana hedef, hastalığın neden olduğu ağrıyı azaltırken doğurganlığı iyileştirmektir.  

Makalenin Sınırları

– Bu makalenin yazarı olmayan kişilerin çalışmaları kaynak olarak alınmıştır.

– Makalenin büyük bir çoğunluğu, mevcut bilgiler ışığında yazarların yaptığı hipotezlerden oluşur ancak yazarlar bu tahminlerini test etmemişlerdir.

ÖZET

Cerrahi endometriozisde tercih edilen tedavi seçeneklerinden birisidir. Ve kişiye göre karar verilmesi gereken oldukça fazla sayıda cerrahi prosedür mevcuttur. “Cerrahi ve Endometriozis” başlıklı makalede Zanelotti ve Decherney endometriozis tiplerine göre uygun seçenekleri anlatmışlardır. 

Kaynak Site: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28742580
Çeviren: Dr. Ayşegül Mut

Klinik Haberler
Endometriozis: Anatomik Prensipler ve Yönetimin Derlemesi

Özellikleri

  • Hastalar endometriozis kaynaklı komplikasyonlar konusunda bilgilendirilmelidir.
  • Klinisyenler, endometriozis tanısında atipik semptomların ve farklı görüntüleme modalitelerinin farkında olmalıdır.

Amaç

  • Yazarlar, endometriozisin bilinen anatomik prensiplerinin literatür incelemesini ve endometriozis hastalarını daha iyi yönetmenin yollarını çizmeyi amaçlamıştır.

Ne yapıldı

  • Bu derleme yazısında, patofizyoloji, anatomi, ağrı mekanizması, perinöral yayılma teorisi, klinik belirtiler, tanı ve görüntüleme, kısırlık, olağandışı durumlar ve tedavi gibi çeşitli endometriozis yönetiminin çeşitli yönleri araştırılmış ve değerlendirilmiştir.
  • Endometriozis patofizyolojisinin en yaygın kabul gören teorisi, endometrial dokunun çoğalmasına neden olan, rahimde erken bir lezyonun oluşması anlamına gelen implantasyondur.
  • Endometriozis hastalarının primer semptomu, iki tipte oluşan ağrıdır; viseral (iç organlar) ve somatik (deri veya derin dokular). Endometrioziste ağrı mekanizmasının, nöropatik (sinir yoluyla) kökenli olmadığı düşünülmektedir, çünkü endometriotik lezyonların cerrahi olarak çıkarılmasından sonra ağrı ortadan kalkmaktadır.
  • Derin infiltran endometriozisli hastalarda en sık ağrı yeri bağırsak, ardından uterosakral bağlardır; derin disparoni (cinsel ilişkide ağrı), vajinal ve rektovajinal septum lezyonları ile ilişkili olduğu gözlenmiştir.
  • Endometriozis, obturator ve siyatik sinirler de dahil olmak üzere lumbosakral pleksustan kaynaklanan sinirlere yayılabilir ve aynı zamanda merkezi sinir sistemini de içerebilir. Bu tip yayılımın destekleyici kanıtı, endometriotik lezyonların, sinir büyüme faktörünün ekspresyonu ve pelvik sinirler üzerindeki sinir büyüme faktörü reseptörünün (Trk-A) varlığıdır.
  • Endometriozis tanısı için altın standart, endometrial dokuların histopatolojik varlığını göstermek için laparoskopidir. MR, ultrasonografi ile görüntülenemeyebilen endometriotik lezyonların ve implantların görüntülenmesine izin verir.
  • Kısırlık, orta ve şiddetli endometriozisli kadınlarda görülen yaygın bir komplikasyondur; endometriotik lezyonların veya implantların normal pelvik anatomiyi bozması, artmış bağışıklık sistemi hücrelerinin ve normal sperm hareketliliğini bozması, yanı sıra fallop tüplerinin tıkanmasıyla birlikte skarlaşmanın (yara dokusu oluşumu) neden olduğu bozukluklar olabilir.
  • Endometriozisli 35 yaşından küçük kadınlar, muhtemelen endometriotik lezyonlara veya implantların normal pelvik anatomiyi bozmasına sekonder infertilite riskine sahip olabilir.
  • Belli bir nedeni olmayan kasık bölgesi dışında lokalizasyonlarda tekrarlayan ağrılı kadın hastalarda endometriozis olası bir ayırıcı tanı olarak akılda tutulmalıdır.
  • Hastalığın ilerlemesini önlemek ve hastanın yaşam kalitesini iyileştirmek için erken tanı ve tedavi odaklı yönetim endometriozisli hastalarda öncelikli amaçtır.
  • Endometriozisli hastalarda medikal tedavi (ilaç tedavisi), tedavi edici değildir ve sadece hastalığın ilerlemesini bastırmak için kullanılır.
  • Cerrahi tedavi endometriozisli infertil hastalar için birincil tedavidir ve aynı zamanda medikal tedaviye dirençli şiddetli ağrı olan hastalarda da faydalıdır. Ameliyat sonrası baskılayıcı medikal tedavinin uzun süreli kullanımı çoğu hastada dismenore (ağrılı adet görme) tekrarını önleyebilir, ancak tekrarlayan kronik pelvik ağrı veya disparoninin kontrolünde etkisi azdır.

 Özet

Alimi ve arkadaşlarının Cureus dergisinde yayınlanan çalışmasında, patofizyoloji, anatomi, ağrı mekanizması, perinöral yayılma teorisi, klinik belirtiler, tanı ve görüntüleme, infertilite, olağandışı olgular, yönetim ve tedavi gibi çeşitli endometriozis yönleri gözden geçirilmiştir.

Endometriozis patofizyolojisi hipotezleri implantasyon, metastatik, metaplazi, indüksiyon ve son olarak kök hücre teorisini içerir. Endometrium kök hücrelerle başlayan endometriozis, kök hücrelerin plastisitesi ve tutturma, farklılaşma ve yayılma yeteneği nedeniyle daha farklılaşmış hücrelerin yayılmasından kaynaklananlara göre daha şiddetli olma eğilimindedir ve bu nedenle ektopik bir siteyi kolonize etmek için daha büyük bir eğilim gösterir.

Endometriozis hastalarının farklı derecelerde yaşadığı viseral (organ kaynaklı) ve somatik ağrının kombinasyonu, endometriozis tedavisinin karmaşık olmasına neden olur. Endometriozisli hastaların deneyimlediği ağrı mekanizması, nöropatik (sinir yoluyla) kökenli değildir. Bununla birlikte, endometriozis hastaları ameliyat sırasında ortaya çıkabilecek sinir hasarının neden olduğu nöropatik ağrıyı yaşayabilir; bu durum lezyonları çıkarılmış endometriozis hastalarında tekrarlayan ağrının nedeni olabilir. Endometriozis pelviste sinir dokularını ve merkezi sinir sistemini de içerebilir. Endometriozis hastalarında artmış sinir duyarlılaşması ve ağrının görülmesi, endometrioziste sinir büyüme faktörünün ve sinir dokuları üzerindeki Trk-A’nın neden olduğu sinir hücrelerinin çoğalmasından kaynaklanabilir.

Biyopsi ile laparoskopi endometriozis tanısında altın standarttır. Pelvik MR ayrıca bir lezyonu veya implantı kaçırma olasılığını azaltır ve bu nedenle daha iyi bir cerrahi sonuca yol açar.

Klinisyenler gastrointestinal sistem, akciğerler, karaciğer, perikard (kalp zarı) ve beyin tutulumu gibi endometriozisin atipik formlarını akılda tutmalıdır.

Medikal tedavi sadece endometriozisin ilerlemesini baskılamak için kullanılır, endometriozis veya infertilite tedavisi için kullanılmaz.

Yazarlar, endometriozisli infertil hastalar için birincil tedavinin, hastanın spontan gebe kalma olasılığını artırabileceği veya in vitro fertilizasyonda (tüp bebek) daha iyi sonuçların yolunu açabileceği için cerrahi olduğunu bu çalışmada belirtmişlerdir. İnfertil olan veya medikal tedaviye dirençli şiddetli ağrıları olan veya ağır, tüm tedavilere dirençli hastalığı olan endometriozis hastaları için cerrahi temel tedavidir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işıl AYHAN

Klinik Haberler
Endometriozis Cerrahisi İçin Bir Kılavuz

Bu yazı, cerrahlara, fertilitesini korumak isteyen kadınlarda endometriozisin cerrahi tedavisi için ipuçları sağlamaktadır.

Anahtar Noktalar

Önemli Noktalar:

  • Bu yayın, Avrupa Jinekolojik Endoskopi Derneği (ESGE), ESHRE, ve Dünya Endometriozis Derneği (WES)’nin kooperasyonu sonucudur. Bu yazı farklı şekillerde endometriozis cerrahisi için önerileri içermektedir.

Önem:

  • Ameliyat, endometriozisi olan kadınlar için en çok kullanılan tedavi seçeneklerinden biridir. Endometriozis kendini birçok şekilde gösterebilir ve bu hastalığı tedavi etmek için de çok sayıda seçenek vardır. Kapsamlı bir kılavuz, herhangi bir olgu için en iyi prosedürün teknik detaylarını içermektedir ve bu yayın, bir rehber olmayı amaçlamaktadır.

Ne yapıldı?

  • Yukarıdaki kuruluşlar, endometriozis cerrahisinin teknikleri hakkında önerileri içeren kılavuz serisinin ilk kitabını oluşturmak için bir çalışma grubu kurmuşlardır. Daha ziyade, üreme çağındaki kadınlar için operasyon hakkındadır.
  • Yazarlar, bu yazıdaki önerilerin söz konusu hastalığın klinik idaresi hakkında kanıta dayalı kılavuzlarla beraber okunması gerektiğini belirtmektedirler.
  • Bu yayındaki öneriler uzman görüşü kullanılarak oluşturulmuştur. Çalışma grubu overyan endometriomalar (çikolata kistleri) için farklı cerrahi seçenekleri içeren videoların bulunduğu bir internet platformu da oluşturmuştur. Bu internet platformunun linki şudur: https://www.eshre.eu/surendo.

Anahtar Bulgular:

  • İlk bölüm anatomik bilgilerin detaylarını vermektedir. Bu bölüm çok önemli jinekolojik yapıları ve süreçleri tanımlamaktadır. Ayrıca endometriomaların tipik yerlerinin sınırlarını çizer ve cerrahın hidroüreter ve asemptomatik hidronefroz olasılıklarını düşünmesini rica eder.
  • Genel öneriler. Bu bölüm cerrahlara şunları düşündürür:
    • Kistleri belirleyerek hastalığı değerlendir.
    • Bimanuel muayene, pelvik ultrason ve over rezerv testlerini yap.
    • Eğer cerrah kitlenin malign (kötü huylu) olduğuna inanırsa, serum tümör belirteçlerini analiz etmelidir.
    • Hastadan onam formu al. Diğer bir deyişle, hasta cerrahi ve bunun getirebileceği riskler hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
    • Gerekirse diğer branşlardan konsültasyon iste.
    • Over (yumurtalık) dokusunu manüple ederken dikkatli ol.
    • Over rezervine herhangi bir hasar olasılığından haberdar ol.
    • Adezyon (yapışıklık) karşıtı tedbirler veya overin asma işlemi postoperatif adezyon gelişimini azaltmak için düşünülmelidir.
  • Overyan endometriomaların laparoskopik cerrahisinin (kapalı ameliyat) başlangıç adımlarında cerrahlar şunları yapmalıdır:
    • İlişkili vücut bölümlerini yani pelvik organları, karnın üst kısmını ve appendiksi inceleyin.
    • Eğer gerekirse biyopsi ve peritoneal yıkama alın. Olası endometriomalar için peritoneal yıkama gerekli değildir.
    • Üç laparoskopik port kullanın.
    • Overi pelvik yan duvardan ayırmak için adezyoliz uygulayın. Cerrah bu noktada zarar görme riski nedeniyle üreteri vizüalize etmelidir.
    • Kist rüpture olduğunda kist boşluğunu açın.
    • Overyan endometriotik yüzeyin en ince yerine veya over yapışık değilse antimezenterik sınırına bir insizyon yapın.
    • Kist kavitesini yıkayın ve malinite açısından gözlemleyin. Eğer maliniteden şüpheleniliyorsa sonrasında histolojik doğrulama için o bölgeye biyopsi yapılmalıdır.
    • Kist sıvısını ve kan pıhtılarını karın boşluğu ve pelvik boşluktan çıkarın. Bu işlem aynı zamanda cerrahın kanamayı kontrolüne yardımcı olacaktır.
  • Overyan endometriomalarının konservatif cerrahisinde üç seçenek vardır. Bu seçenekler, kistektomi, lazer veya plazma enerji ablasyonu veya elektrokoagulasyondur. Kılavuz her bir prosedür için teknik önerileri detaylı bir biçimde vermelidir.
  • Eksizyon ve ablasyonu birlikte kullanan kombine teknik vardır. Bu teknik aşırı kanamayı önler. Ayrıca, over hilusunda over dokusunun kaybını ve hasar görmesini önler.
  • Büyük endometriomaların varlığında kullanılan iki veya üç aşamalı invazif yaklaşım vardır. Bu yaklaşım, büyük endometriomaların tedavisine yardımcı olur. Aynı zamanda rekürrensi azaltır ve over rezerv azalmasını kısıtlar.
  • Daha fazla öneriler:
    • Benign overyan endometriomalarda laparotomi nadiren önerilir. Eğer laparoskopi yapılamayacaksa cerrah endometrioma(lar)ı sadece drene etmelidir ve sonra üç ay GnRH agonisti (GnRHa) vermelidir. 3-6 aylık periyod sonrasında cerrah tekrar opere eder. Hasta bir başka merkeze de refere edilebilir.
    • Sağlık çalışanları, hastalarıyla ooferektomiyi (yumurtalık alınması) konuşmalıdır. Bu konuşma eğer hastada rekürrent veya büyük endometriomalar varsa veya malignite varsa yapılmalıdır.

Yazının Kısıtlamaları:

  • Bu konuda çok az kanıt bulunmaktadır, bu nedenle bu yazının çoğu uzman görüşüne dayanmaktadır.

Özet

Avrupa Jinekolojik Endoskopi Derneği (ESGE), ESHRE, ve Dünya Endometriozis Derneği (WES) yakın zamanda “Endometriozisin Cerrahi Tedavisi için Öneriler- Bölüm 1: Overyan endometriomalar” başlıklı bir yazı yayımladı. Bu yayın, cerrahlara endometriozisin tedavisinde kullanılan farklı cerrahilerin teknik yönleriyle ilgili öneriler sağlamaktadır. Bu yayın, endometriozisi olan ve daha sonra gebe kalmayı isteyen kadınları hedef almaktadır. Bu kılavuz kitap, bir çalışma grubu tarafından oluşturulmuştur ve uzman görüşüne dayanmaktadır. Yazarlar, bu yazıdaki önerilerin söz konusu hastalığın, yani endometriozisin, klinik idaresi hakkında kanıta dayalı kılavuzlarla beraber okunması gerektiğini belirtmektedirler.

Bu yazı farklı bölümlere ayrılmaktadır. İlk bölüm “Anatomik Bilgiler” başlığı altındadır ve endometriozisle ilişkili cerrahiyi ilgilendiren jinekolojik yapılar ve süreçleri detaylandırır. Bir sonraki bölüm, “Genel Öneriler” başlıklıdır, ve bu bölüm cerrahlara, endometriozisli bir kadının cerrahi tedavisi sırasında izlenmesi gereken öneriler kontrol listesini sunmaktadır. Bu bölümde detaylı olarak tanımlanan önemli önerilerden biri kistin saptanmasıdır. Bir sonraki bölüm, overyan endometriomalar için laparoskopik cerrahinin başlangıç aşamalarını tartışır. Bu bölümde okuyucuya tüm süreci daha etkin kılabilecek çeşitli cerrahi ipuçları verilmektedir.

Yayın daha sonra overyan endometriomaların konservatif cerrahi tedavisinde üç seçeneği tartışarak devam etmektedir. Bu seçenekler kistektomi, lazer veya plazma enerji ablasyonu veya elektrokoagulasyondur. Kılavuz her bir prosedür için teknik önerileri detaylı bir biçimde vermelidir. Eksizyon ve ablasyonun kullanıldığı kombine teknik de vardır. Ek olarak, cerrah daha büyük endometriomalar için iki veya üç aşamalı yaklaşımı kullanabilir. Yazı, laparotomiler, laparoskopiler ve ooferektomiler ile ilgili tavsiyeleri sağlayarak sonlanmaktadır.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Melodi İNCEBOZ

Klinik Haberler
Endometriozis Yönetimi Kişiselleştirilmelidir

Ana Noktalar

  • Endometriozisli kadınlar hastalığın gerek heterojenitesi gerek hayat kalitesi üzerindeki negatif etkileri nedeni ile kişisel yaklaşımla yönetilmelidir.

Önemi:

  • Endometriozis reprodüktif (üreme), gastrointestinal (sindirim) ve üriner (idrar yolları) sistem gibi birçok organ sisteminde ağrıya neden olan kronik bir hastalıktır.
  • Optimal bir hasta yönetimi için endometriozisli kadınlar tüm bu sistemler düşünülerek her açıdan değerlendirilmelidir.

Ne Yapıldı?:

Bu derlemede endometriozis tanımı, etyopatojenik mekanizmaları, semptomları ve belirtileri, medikal ve cerrahi tedavi seçenekleri açısından değerlendirilmektedir. Ekstrapelvik endometriozise ise tanımı ve yönetimi açısından kısaca değinilmiştir.

  • Endometriozis reprodüktif çağdaki kadınların %6-10’unda görülmektedir. Görülme sıklığı kronik pelvik ağrı ve infertilite tanısı olan kadınlarda yüksektir.
  • Endometriozisin genetik predispozisyonu olduğu düşünülmektedir fakat kalıtım mekanizması henüz tamamı ile anlaşılamamıştır.
  • Endometriozis gelişimini endometriyal glanduler ve stromal hücrelerin Fallop tüpleri yolu ile peritoneal kaviteye dağılması, retrograd menstruasyon ile açıklayan Sampson teorisi en çok kabul gören teoridir.
  • Endometriozisin peritoneal kavite dışında görülebilmesi, çölemik metaplazi teorisi, induksiyon teorisi, implantasyon teorisi ve lenfatik vasküler yayılım teorisi gibi başka teorilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
  • Endometriozis östrojen bağımlı bir hastalık olduğundan erken menarş (ilk adet görme), kısa sikluslar, azalmış parite (doğurganlık), emzirmenin olmaması gibi östrojene uzun süre maruz kalan kadınlarda endometriozis gelişme riski daha yüksektir.
  • Hastalık genellikle dismenore (ağrılı adet dönemleri), disparoni (ağrılı cinsel ilişki), kronik pelvik (kasık) ağrı ve infertilite (kısırlık) ile ortaya çıkmaktadır. Fakat semptomlar Amerikan Üreme Tıbbı Cemiyeti (American Society of Reproductive Medicine, ASRM) tarafından güncellenmiş endometriozis evreleri (r-ASRM) ile uyumlu değildir.
  • Manyetik rezonans görüntüleme ve ultrason gibi görüntüleme yöntemleri tanıda yardımcı olmaktadır fakat kesin tanı için histopatolojik doğrulama gerekmektedir.
  • Ağrının azaltılması, fertilitenin iyileştrilmesi ve hastalığın tekrar etmesinin geciktirilmesi açısından endometriomamaların (çikolata kistleri) kesin tedavisi hakkında görüş birliği yoktur.
  • Endometriozis yönetiminde amaç ağrıdan kurtulmak ve fertilitenin düzeltilmesi olmalıdır.
  • Endometriozise bağlı ağrı dahil olmak üzere, kronik pelvik ağrı yönetiminde non-steroid antienflamatuar ilaçlar (non-steroid antinflammatory drugs, NSAIDs) ilk seçenek tedavi olarak kullanılabilir. Düşük yan etki avantajına sahiptirler. Amerikan Obstetri ve Jinekologlar Derneği (American College of Obstetricians and Gynecologists, ACOG) ve Avrupa Üreme ve Embriyoloji Cemiyeti (European Society of Human Reproduction and Embryology, ESHRE) endometriozise bağlı ağrıyı azaltmada NSAID ve diğer analjeziklerin kullanılmasını önermektedir.
  • Östrojen-progesteron içeren haplar, transdermal bantlar ve vaginal halkalar gibi kombine hormonal kontraseptifler endometriyal dokunun desidualize olmasını ve atrofiye gitmesini sağlamaktadır.
  • Kombine oral kontraseptifler (KOK) iyi tolere edilmektedir. Görece ucuz maliyete sahiptir ve kontrasepsiyon sağlama ve over-endometriyum kanserini azaltma gibi yararları vardır. Fakat bunun yanında uzun dönem kullanıldıklarında bulantı, şişlik, memelerde hassasiyet, kırılma kanaması, tromboz riki ve hastanın kullanmakta olduğu diğer ilaçlarla etkileşim gibi yan etkilere sahiptir.
  • Progestin monoterapisinin etki mekanizmasında desidualizasyon ve endometriyal dokunun atrofisi, inflamasyonun baskılanması, doku matriks metlloproteinazlarının engellenmesi ve anjiyogenezin durdurulması yer almaktadır. Her yaşta uzun süre, tromboz riskini arttırmadan kullanılabilir. Bildirilen en sık yan etkileri kırılma kanaması veya lekelenme, kilo artışı, memelerde hassasiyet ve depresyondur.
  • Gonadotropin salgılatıcı hormon (Gonatotropin Releasing Hormone, GnRH) agonist tedavisi iyi tolere edilmektedir ve depresyon, sıcak basmaları, lipid profilinde değişimler ve kemik mineral yoğunluğunda kayıp gibi yan etkileri vardır. İkinci seçenek tedavi olarak düşünülmelidir. ACOG ve ESHRE 6 aydan uzun GnRH agonisti kullanımında kemik kaybının azaltılması için add-back terapi kullanılmasını önermektedir.
  • Elagolix endometriozis ilişkili pelvik ağrı tedavisinde kullanımı Ağustos 2018’de FDA tarafından onaylanmış bir GnRH antagonistidir.
  • Aromataz inhibitörleri periferik östrojen sentezini baskılayarak etki göstermektedir. Şiddetli, inatçı endometriozis ile ilişkili ağrının tedavisinde kullanılmaktadır.
  • Danazol endometriozis ile ilişkili ağrı tedavisinde etkilidir fakat akne (sivilce), hirsutizm (kıllanma), kilo artışı ve ses kalınlaşması gibi androjenik yan etkilere sahip olması nedeni ile tercih edilmemektedir.
  • Pelvik ağrı ve subfertilite gibi endometriozis ilişliki semptomlar medikal tedavide başarılı bir şekilde yönetilebilirken cerrahi, tedavi algoritmasının halen önemli bir basamağıdır.
  • Hastalık ve semptomlarının nüksü ve obstetrik sonuçlar göz önüne alındığında eksizyonel cerrahi ablasyon ve drenaja göre üstün kabul edilebilir sonuçlara sahiptir.
  • Presakral nörektomi orta hatta ağrı tarifleyen ve postoperatif dönemde konstipasyon (kabızlık) ve üriner disfonksiyon riski olan hastalarda ağrının azaltılmasında yararlı olabilmektedir.
  • Endometriozis ameliyat sonrası tekrarlama eğilimindedir ve endometrioma için yapılan cerrahi müdahaleler over rezervine zarar vermektedir. Amerikan Reprodüktif Tıp Cemiyeti (American Society of Reproductive Medicine, ASRM) ve ESHRE hastalık nüksünün engellenmesi için postoperatif dönemde oral kontraseptifler, danazol veya GnRH agonistleri kullanılarak ovulasyonun baskılanmasını önermektedir.
  • Fertilitesini tamamlamış kadınlarda BSO (Bilateral salpingoofrektomi)(iki taraflı yumurtalık ve tüplerin alınması)  ile beraber veya yalnızca histerektomi (rahim alınması) tercih edilebilir.
  • Ekstapelvik endometrioziste endometriyal hücreler batın duvarı, diafragma, toraks ve perinedeki obsterik yırtılma veya epizyotomi hattına tutunabilmektedir. Progestinler, Danazol, kontraseptif haplar, GnRH agonistleri gibi hormonal tedavilerin ağrı ve semptomların azalması üzerindeki etkisi geçicidir ve zaman içinde ağrı ve semptomlar tekrarlamaktadır. Bu yüzden hormonal tedaviler cerrahi öncesi dönemde lezyon boyutlarının azaltılmasında tercih edilebilirler.
  • Akupunktur, egzersiz, elektroterapi, yoga ve diyet değişiklikleri gibi tamamlayıcı yöntemlerin endometriozis yönetimine yararının kanıtlanması için ileri araştırmalara ihtiyaç vardır.

Özet

Endometriozis endometriyal glanduler ve stromal dokunun uterin kavite dışında yer alması olarak tanımlanmaktadır. Hastalığın görülme sıklığı reprodüktif çağdaki kadınlarda %6-10 arasında  değişmektedir ve kronik pelvik ağrı ve infertilite yaşayan kadınlarda  endometriozis daha sık görülmektedir. Dismenore, disparoni ve kronik pelvik ağrı gibi semptomlar endometriozis hastalarında değişiklik gösterebilmektedir. Semptomlar hastaların hayat kalitesi üzerinde belirgin etkiye neden olduğundan erken tanı ve kişiselleştirilmiş yönetim etkili olabilmektedir. ABD’den bir grup bilimadamı, Kim et al., Seminars in Reproductive Medicine adlı bir dergide ‘’Endometrioma ve Kadında Pelvik Ağrı’’ başlığı altında bir derleme yayınlamışlardır. Yazarlar endometriozisi tanımı, etiyopatolojik mekanizmaları, semptom ve belirtileri, medikal ve cerrahi tedavi seçenekleri dahil olmak üzere tüm açılardan değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Tüm medikal ve cerrahi tedavi seçenekleri yan etkileri ile beraber özetlemiştir. Endometriozisin heterojen bir hastalık olarak kabul edilmesi ve kişiselleştirilerek yönetilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Postoperatif medikal tedavi ve olağan dışı yerleşimli endometriozisten kısaca bahsetmişlerdir.

‘’Tedavinin hastanın ihtiyaçları doğrultusunda; hastanın fertilite isteği, semptomlar, yan etkiler, geçmiş tedaviler göz önüne alınarak hastanın tercihine dayalı planlanması’’ gereğini ek olarak belirtmişlerdir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Aslıhan Dericioğlu

Klinik Haberler
Endometriozis Hastaları Klinik Olarak Nasıl Yönetilir?

Semptomatik endometriozisli kadınlarda çeşitli cerrahi ve medikal tedaviler vardır.

 ANAHTAR NOKTALAR:

 Vurgu

  • Yazarlar, endometriozisli semptomatik kadınlarda sürekli kombine oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) ya da sadece progestin yöntemleri ile başlamayı önermektedir.
  • Tıbbi tedaviler başarısız olursa cerrahi önerilmektedir.

 Ne yapıldı

  • Yazarlar semptomatik endometriozis hastalarını tedavi etmek için stratejileri tartıştılar.

 Ana bulgular

  • Endometriozis hastalarını yönetmek karmaşıktır. Cerrahi, kesin tanı için altın standarttır.
  • Hastalara nüks ve ekstra cerrahiyi önlemek için uzun süreli medikal tedavi verilmelidir.
  • Endometriozis semptomlarını baskılamak için çok sayıda tıbbi tedavi vardır, ancak bunlar doğurganlığı arttırmaz veya endometriomaları (çikolata kisti) veya derin infiltratif olan hastalıkları çözmez.
  • Tedavi seçeneği, tıbbi tedavi başarısız olduğunda cerrahidir. Cerrahi, konservatif veya kesin olabilir.
  • Sadece doğurganlığı tercih eden kadınlarda, in-vitro fertilizasyon (tüp bebek) ilk yaklaşım olmalıdır.
  • Kronik ağrı tıbbi ve cerrahi tedavileri maksimize ettikten sonra kalırsa, merkezi duyarlılaşma ve miyofasiyal ağrı kontrol edilmelidir.

 Çalışmanın kısıtlılıkları

  • Endometriozis lezyonları ve ötopik endometriyum arasında moleküler benzerlikler vardır. Bu yeni ilaç tedavilerinin geliştirilmesinde zorluk yaratır.

 Özet

“Obstetrics & Gynecology” adlı dergide yayınlanan “Endometriozisin Klinik Yönetimi” başlıklı Falcone ve Flyckt tarafından yayınlanan bu makale, endometriozis hastalarının ağrı, pelvik disfonksiyon ve hastalıkları ile ilgili subfertilite tedavisi için mevcut stratejileri özetlemeyi amaçlamaktadır.

 Endometriozis semptomlarını azaltmak, nüksü ve ameliyat tekrarını önlemek için birçok tıbbi tedavi vardır. Medikal tedavi küratif olmaktan çok baskılayıcıdır, doğurganlığı arttırmaz ve endometriomaları ve derin infiltratif endometriozis hastalığını çözmez. Yaygın kullanımlarına rağmen endometriozisli hastalarda tek başına nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (ağrı kesiciler) minimal etkiye sahiptir.

 Bu çalışmada yazarlar, endometriozisli semptomatik kadınlarda sürekli kombine oral kontraseptif ya da progestin yöntemlerini önermektedir. Ameliyat sonrası hormonal supresyon tedavisi devam etmezse, ağrı semptomları 5 yılda %50’lik bir nüks riski ile tekrar edecektir. İdeal supresyon süresi en az 6–24 aydır. Danazol ve aromataz inhibitörleri de kullanılır. Aromataz inhibitörleri FDA onaylı değildir ve kemik yoğunluğu kaybına neden olabilir. Yeni terapötik araştırmalar arasında oral GnRH antagonistleri, seçici progesteron reseptör modülatörleri, immünomodülatörler ve antianjiyojenik ajanlar bulunur.

 Tıbbi tedaviler başarısız olursa, tedavi seçeneği endometriozisli kadınlar için cerrahidir. Ayrıca, adneksiyal kitle veya infertil (kısır) olan hastalar cerrahi ile tedavi edilmelidir. Hastalar histerektomi (rahim alınması) gibi konservatif veya küratif bir cerrahi geçirebilirler. Yumurtalık, hastalığın yayılımına bağlı olarak bırakılabilir veya çıkarılabilir, peritoneal lezyonlar için ablasyon veya eksizyon kullanılabilir. Cerrahi müdahale veya ablasyon, yumurtalık hasarına neden olabilir ve yumurtalık rezervini azaltabilir. Plazma enerjisi gibi daha yeni enerji formları, bıçak eksizyonuna kıyasla daha az yumurtalık hasarıyla sonuçlanabilir.

 Yazarlar 40 yaşından küçük kadınlarda normal yumurtalıkların tutulmasını tavsiye etmektedir. Kronik pelvik ağrısı olan hastalarda cerrahi sonuçları iyileştirmek için önerilen yaklaşımlar, cerrahi sırasında indosiyanin yeşili kullanımı, robotik cerrahi, uterus denervasyonu veya sinir transeksiyonu prosedürleridir. Rektumun tutulduğu derin infiltratif endometriozis olgularında yaklaşımlar rektal shaving (tıraşlama), diskoid eksizyon ile disseke edilip rektal açıklığın primer kapatılması ve segmental rezeksiyondur.

 In vitro fertilizasyon sadece fertilite ile ilgilenen kadınlarda ilk yaklaşım olmalıdır. Endometriozisli kadınlarda, oosit ve embriyo kriyoprezervasyonunun yanı sıra fertilite korunumu için yumurta dokusu dondurulması da düşünülmelidir.

 Kronik abdominopelvik ağrı için, uzman merkezlerde, tıbbi ve cerrahi müdahaleleri fizik tedavi ve ağrı yönetimi, biyofeedback, beslenme ve psikolojik destek ile kombine edilebilir. Tedaviden sonra ağrı kalırsa, doktorlar merkezi duyarlılığı ve miyofasiyal ağrıyı kontrol etmelidir.

 Endometriozisli genç postmenopozal hastalarda daha uzun süreli hormon tedavisi gerekebilir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Nazlı Aylin Vural

Klinik Haberler
Endometriozis Tedavisinde Antikanser İlaçların Kullanımının Araştırılması

“Endometriozisten muzdarip milyonlarca kadın için yeni tedaviler belirleme konusunda çalışmamızı sağlamak için bu bağış fonu verildiği için çok mutluyuz. Bu, “Wellbeing of Women”ın (Kadınların Refahı) dünya genelindeki kadın sağlığını iyileştirme konusundaki taahhüdünü gerçekten yansıtmaktadır”.

Proffesor Andrew Horne, Edinburgh Üniversitesi

Endometriozis, rahim yüzeyindeki dokunun rahim dışında gelişmesine neden olan bir hastalıktır. Global olarak üreme çağındaki her 10 kadından 1’ini etkilemektedir. Bu yalnızca İngiltere’de yaklaşık 2 milyon kadın demektir ve genellikle dayanılmaz derecede pelvik ağrı ile ilişkilidir. Aynı zamanda kadının fertilitesi (üreme sağlığı) üzerinde de önemli etkisi olabilir. Kadınlar arasında diabet kadar yaygın görülmektedir ancak kronik olarak araştırılmayan bir hastalıktır ve mevcut tedaviler invaziv (girişimsel), maliyetli ve sıklıkla etkisizdir. Edinburgh Üniversitesi’ndeki araştırma projesi endometriozis konusunda dünya çapında bir uzman olan Profesör Andrew Horne tarafından yönetilmektedir ve endometriozis için yeni, daha etkili noninvaziv (girişimsel olmayan) tedavi olarak kullanımda olan antikanser ilaçlarını araştıracaktır.

Kadınların hayatları endometriozis’ten nasıl etkilenir? 

Genellikle ‘kadınların derdi’ olarak önemsenmeyen endometriozis hakkında çok az şey biliniyor ve sonuç olarak şok edici sayıda kadın yetersiz tedavi görüyor veya uygun sağlık hizmeti ya da önerisi alamıyor. Genellikle doktorları endometriozisin ne olduğunu bilmiyor ve yönlendirdikleri uzmanların da bilgisi yetersiz kalmaktadır.

Semptomların başlamasından doğru teşhise kadar ortalama 7.5 yıl geçmektedir. Tanı, laparoskopi gibi invaziv girişimler ve hastanede yatışı gerektirmektedir. Teşhis edildikten sonra endometriozis medikal (tıbbi) ya da cerrahi olarak yönetilmektedir. Sürekli şiddetli ağrısı olan birçok kadın tekrarlayan ve riskli operasyonlar geçirir, ancak overlerinin (yumurtalıklarını) ve uterusun (rahim) alınması bile tüm hastalıklı dokunun çıkarılmasını sağlamayabilir. Yapışıklıklardan ve iç organların birbirine yapışmasından dolayı hastalıklı dokuya ulaşmak ve çıkarmak zor olabilir. Her 4 kadının 3’ünde cerrahiden sonraki 2-3 yıl içinde endometriozis tekrar belirti verir.

Güncel tıbbi seçenek, daha hafif endometriozis vakalarını erken menopoza neden olan hormonlarla tedavi etmektir. Ancak tedavilerin, yaşamı değiştiren yan etkileri vardır ve hem cerrahi hem de tıbbi tedaviler infertiliteye (kısırlığa) neden olabilir.

Endometriozisi teşhis etmek için geçen sürenin uzunluğu ve ağır tedavilerin kadınların yaşam kalitesi üzerinde büyük etkisi vardır. Özetlersek:

  • Şiddetli endometriozisi olan birçok kadın kıvrandırıcı ağrı ile yaşamaktadır.
  • 20’li yaşların başlarında genç yaştaki kadınlar, ağrılarını sonlandırmak için histerektomi (rahim alınması) geçiriyorlar, mevcut tek tedavinin bu olduğuna inanıyorlar, ancak hastalıkları geri dönebiliyor.
  • Birçok kadın depresyona girmektedir ve endometriozisli kadınların %25’inin intihar eğilimi olmuştur.
  • Binlerce kadın ağrı yüzünden işsiz kalmaktadır.
  • Endometriozisi tedavi etmenin ve hastalığa bağlı verimlilik kaybının İngiltere ekonomisine yıllık maliyeti yaklaşık 8,2 milyar sterlindir.
  • Endometriozis diyabet kadar yaygındır, ancak 2 kişiden 1’i hastalığı duymamıştır.
  • Bu sebeple, kadınlar için ağrılarını, psikolojik sıkıntılarını sonlandıracak ve fertiliteyi (doğurganlık) koruyacak yeni tedavilere acil olarak ihtiyaç vardır.

Bu araştırma kadınlara nasıl yardımcı olabilir?

Profesör Horne, Wellbeing of Women tarafından finanse edilen, endometriozis hücrelerinin kanser hücrelerine benzer şekilde davrandıkları keşfedilen başarılı bir araştırmayı geliştiriyor. Profesör Horne ve araştırma ekibi, endometriozisli kadınlarda pelvik boşluktaki hücrelerin enerji üretimini arttırıp ((glikoliz) ve aşırı laktat üreterek kanser hücreleri gibi davrandığını keşfettiğinde bir çığır açtılar. Hipotezleri pelvisteki yüksek laktat seviyelerinin rahim dışında endometrial lezyonların gelişimini desteklediğidir. Kanserde tümör hücrelerinde laktat birikimi kanser hastalarında kötü prognoz ile ilişkilidir. Laktik asidoz ve belirli kanserleri tedavi etmede kullanılan Dichloreate (DCA) gibi ilaçların pelvik boşluk yüzeyindeki hücrelerde laktat üretimini durdurabildiği ve glikolizi azaltabildiği böylelikle pelvik boşluktaki çevreyi değiştirdiği ve endometriozis lezyonlarının gelişimini durdurabileceğine inanmaktadırlar.

Bu nedenle ekip, endometriozis tedavisinde de kullanılıp kullanılmayacağını belirlemek için laktat üretimini, sekresyonunu veya alımını hedefleyen şu an kullanımda olan kanser ilaçlarını test edeceklerdir.  

Bu buluş nedeniyle araştırma ekibi, düşük dozlarda verilen konvansiyonel antikanser ilaçların endometriozis tedavisinde etkili bir şekilde kullanılabileceğine inanmaktadırlar. Bu araştırmanın endometriozis için yıllardan beri en önemli tedaviyi sağlayacağına inanıyoruz. Araştırma ekibi hastalığı tedavi etmede büyük bir çığır açmanın eşiğinde ve eğer başarılı olurlarsa, bu araştırma İngiltere ve dünyadaki endometriozisli kadınların hayatlarını değiştirecek.

Kaynak Site: www.wellbeingofwomen.org.uk/investigating-use-anticancer-drugs-treat-endometriosis/
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

« First‹ Previous8910111213141516Next ›Last »
Page 12 of 17


EndoMart

Derneğimiz; hastaları, hasta yakınlarını, toplumu, hekimleri Endometriozis ve onun yol açtığı rahatsızlıklarla ilgili bilgilendirmek amacıyla kuruldu. Üreme çağındaki Her 10 kadından birisinin hastalığı olan Endometriozis’in etkilerinin daha az olduğu bir gelecek için çalışmalar yürütüyoruz.
Detaylı Bilgi

Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

www.endometriosisschool.com
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin

Kütüphane

Toplantı Sunumları
Videolar
Dergiler
Makaleler
Kılavuzlar
Kitaplar
Bülten Arşivi

Bilimsel Kaynaklar

www.endometriosis.org
www.endometriosisassn.org
www.endometriosis-uk.org
www.endofound.org
www.endocenter.org
www.endometriosisfoundation.org
www.apendoalliance.org

Adres

Osmanağa Mah. Osmancık Sok. Betül Han No:9 D:4 Kadıköy, İstanbul
Telefon: +90 532 515 69 99
Email: info@endometriozisdernegi.org

Copyright 2021 - Endometriozis ve Adenomyozis Derneği.