• +90 532 515 69 99
  • info@endometriozisdernegi.org
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin
  • Türkçe
  • English
Üyeler İçin
Hastalar İçin

Klinik Haberler

a:3:{s:6:"locale";s:5:"tr_TR";s:3:"rtl";i:0;s:9:"flag_code";s:2:"tr";}
Klinik Haberler
Endometriozis bir kadının hayatının birçok yönünü etkilemektedir

Bu etkiyi tanımak ve endometriozisli kadınların ihtiyacı olan gerekli desteği sağlamak önemlidir.

ANAHTAR NOKTALAR

Önemli noktalar:

  • Endometriozis kadınları yalnızca fiziksel olarak değil, aynı zamanda sosyal yaşam, ilişkiler ve gelecek planları konusunda da etkilemektedir.

Önemi:

  • Endometriozisin kadınların yaşamları üzerindeki ciddi olumsuz etkilerini kabul etmek ve bu hastalara destek vermek için ek hizmetler sunmak önemlidir.

Anahtar sonuçlar:

  • Endometriozisli kadınlar, Batı toplumlarına göre ortalamaya kıyasla düşük subjektif refah seviyelerine sahiptir.
  • Endometriozisi olan kadınların sağlıkla ilgili yaşam kalitesi puanları düşüktür.
  • Kadınların endometriozis sağlık profili skorları ile refah indeksleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Çalışmanın kısıtlılıkları:

  • Sadece 18 yaşından büyük kadınlar değerlendirildi ve araştırma göreceli olarak genç kadınları içermekteydi, bu nedenle sonuçlar tüm yaş gruplarını temsil etmeyebilir.
  • Çoğu katılımcı, online destek grupları aracılığıyla dahil oldu ve bu muhtemelen önceden durumlarıyla ilgili endişelerinin olduğu anlamına gelmekteydi. Bu nedenle araştırmacılar, belirtileri az olan kadınları gözden kaçırmış olabilir ve bulgular endometriozisli tüm kadınları temsil etmeyebilir.

ÖZET

Endometriozis, bir kadının sadece fiziksel sağlığı üzerinde değil, iyimserlik ve benlik saygısı da dahil olmak üzere hayatının diğer yönleri üzerinde de ciddi bir olumsuz etkiye sahiptir. Bu, “Journal Healthcare for Women International”’de yayınlanan bir Avustralya araştırmasına göredir.

Bu durum, özellikle ilişkiler, sosyal refah ve gelecekteki yaşam planları hakkında daha kötü sonuçlar bildiren daha genç yaştaki (25 yaşın altındaki) kadınlar için geçerlidir.

Bu bulgulara dayanarak, çalışmanın yazarları, sağlık çalışanlarına ve karar vericilere özellikle daha genç kadınları hedef alan ek destek hizmetlerini değerlendirmelerini önermektedir.

“(…) endometriozisin göreceli olarak görünmezliğinin, durumun olumsuz etkilerini de beraberinde getirdiğini ve araştırmadaki birçok kadının durumları hakkında bilgilerinin eksik olduğunu ” araştırmacılar yazılarında belirtmiştir. Durum hakkında farkındalık yaratmanın çok önemli olduğunu ve bu durumun bazı kadınlar üzerinde ciddi etkilerinin olabileceğini kabul ettiklerini bildirdiler.

Endometriozisin kadınların öznel iyilik hali (refah), sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi ve yaşanmış deneyim üzerindeki etkisini incelemek için, Avustralya’da Monash Üniversitesi’nde Drs. Georgia Rush ve RoseAnne Misajon, endometriozisi olan 15 ila 63 yaşları arasında 500 kadını analiz ettiler. Tüm katılımcılar, yaşam standardı, sağlık, hayatta başarılı olma, ilişkiler, güvenlik, toplumla bağlılık ve gelecek güvenliği gibi her biri bir yaşam kalitesi alanına karşılık gelen yedi memnuniyet maddesini kapsayan bir ölçek olan Kişisel Refah Endeksi’ni içermekte olan bir online anketi tamamladılar. Anket ayrıca, endometriozisin kadınların yaşamları üzerindeki geniş etkilerini değerlendirmek için Endometriozis Sağlık Profili-30’u ve çeşitli açık uçlu soruları içermekteydi.

Yanıtların analizi üzerine araştırmacılar, endometriozisli kadınların, subjektif refah seviyelerinin (öznel iyilik halinin) Batı toplumlarına göre ortalamanın önemli oranda altında bulduklarını bildirdiler. Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi puanını düşük olarak tespit ettiler. Son olarak, araştırmacılar, kadınların endometriozis sağlık profili puanları ile kişisel refah endeksleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu buldular.

Öznel refah, insanların hayatlarının kalitesini nasıl deneyimlediğini açıklar. Hem duygusal reaksiyonları hem de (kognitif) bilişsel yargıları içerir. Sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi, kişinin zamanla algılanan fiziksel ve mental (zihinsel) sağlığıdır.

Kaynak Site: http://www.endonews.com
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

Klinik Haberler
Endometriozis Beyni “Değiştiriyor”

Endometriozisli olmak bir kadının ağrıya duyarlılığını artırabilir.

ANAHTAR NOKTALAR

Vurgu

  • Endometriozis, beyindeki elektriksel özellikleri ve gen ekspresyonunu değiştirerek ağrıya olan duyarlılığı artırır.

Önemi

  • Gelecekte, beyinde farklı şekilde ifade edilen genler, endometriozis ile ilişkili duygusal sorunların kontrolünde ve ağrının tedavisinde hedef alınabilir.

Anahtar sonuçlar

  • Endometriozisli fareler daha depresif, endişeli ve ağrıya duyarlıydılar.
  • Anksiyete, hareket ve ağrı ile ilişkili genlerin ifadesi (ekspresyonu) endometriozisli farelerde beynin çeşitli bölgelerinde değişiklik gösterdi.
  • Endometriozisli farelerin beyninin elektriksel özelliklerinde değişiklik mevcuttu.

 Çalışmanın kısıtlılıkları

  • Deneyler fareler üzerinde gerçekleştirildi ve klinik ortamda bulguların doğrulanması için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
  • Komplike bir ağ olmalıdır ve diğer adımlar açıklığa kavuşturulmadıkça kesin mekanizma bir muamma olarak kalacaktır.

Özet

Yale’deki araştırmacıların yaptığı bir araştırmaya göre endometriozis beyindeki elektriksel özelliklerin yanı sıra gen ekspresyonunu da değiştirir. Bu değişiklikler ağrı, kaygı ve depresyona olan duyarlılığı artırır.

Araştırmacılar, “İlaçlar endometriozisi doğrudan tedavi etmek için kullanılabilirken beyindeki etkileri büyük oranda gözardı edilmektedir ” diye bildirdiler. Endometrioziste farklı şekilde ifade edilen genlerin endometriozisin neden olduğu duygusal bozuklukların kontrol altına alınabilmesi ve ağrının tedavi edilebilmesi için potansiyel tedaviler için bir hedef oluşturabileceğini de eklediler.

Endometriozis, ABD’de her on kadından birini etkilediği düşünülen bir durumdur. Pelvik ağrı, ağrılı kramplar ve cinsel ilişki sırasında ağrı ile ilişkilidir. Endometriozisin doğal olarak ağrıya karşı daha duyarlı olan kadınlarda mı daha çok teşhis edildiği yoksa bu durumun kendisinin mi ağrı algılanmasında bir artışa neden olduğu bilinmemektedir.

Ağrı ve endometriozis arasındaki bağlantıya ışık tutmak için Dr. Tian Li ve arkadaşları, farelerde endometriozisi indükledi ve ağrı algısı, beynin elektriksel özellikleri ve genlerinin ifadesini de içeren hayvanların davranışlarındaki değişiklikleri analiz etti.

Davranışsal testler, endometriozisli farelerin endometriozisi olmayanlara göre daha çok depresif, endişeli ve ağrıya duyarlı olduğunu göstermiştir.

Araştırmacılar beyindeki gen ifadesine baktıklarında endometriozisli fareler ile endometriozisi olmayan fareler arasında beynin çeşitli bölgelerinde gen ekspresyonunun (ifadesinin) farklı olduğunu bulmuşlardır. Bunlar, anksiyete, hareket ve ağrıda rol oynadığı bilinen genleri içermekteydi.

Araştırmacılar ayrıca, patch clamp adı verilen bir tekniği kullanarak endometriozisli farelerin beyninden elde edilen kayıtların, endometriozisi olmayan farelerin beyninden elde edilen kayıtlardan farklı olduğunu saptadılar ve bu durum hastalığın beynin elektriksel aktivitesini değiştirdiğini göstermektedir.

Çalışma, “Biology of Reproduction” adlı bilimsel dergide yayınlandı.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

Klinik Haberler
‘Yeni ağrı günlüğü’ endometriozisin kadınların günlük hayatlarını nasıl etkilediğini daha iyi değerlendirmede yardımcı olabilir

ÖZET

Araştırmacılar hastaların yazdığı yeni bir endometriozis ağrı günlüğü geliştirmişler.

Bu günlük, endometriozis ile ilişkili ağrı semptomlarının hastaların hayatını nasıl etkilediğini değerlendirmede yardımcı olmakla birlikte klinik araştırmalarda hastaların tedaviye yanıtlarının değerlendirilmesinde de kullanılabilir.

Yazarların, “Health and Quality of Life Outcomes” dergisinde yayınlanan makalelerinde dediklerine göre; ‘Bu günlük endometriozis ile alakalı ağrının hasta açısından değerlendirilmesinde ve hasta üzerinde ağrı ile ilişkili etkiyi değerlendirmede önemli bir adımdır.’

Hasta tarafından sonuçlar hakkında verilen güvenilir bir raporlama sistemi olmadan endometriozis ile alakalı ağrının değerlendirilmesi ve yeni ilaçların ve de yeni tedavi yöntemlerinin bu ağrı üzerindeki etkilerini anlamak zordur. Bu sebeple, İngiltere Peterborough’da ERT’de Dr. Matthew Reaney’nin liderliğini yaptığı bir takım tarafından endometriozis günlük ağrı günlüğü geliştirilmiş.

Bu günlük ilk başta hazırda var olan endometriozis ağrı ve kanama günlüğüne dayanarak ortaya çıkmış. Araştırmacılar hastalarla mülakatlar yaparak bu günlüğü nasıl algıladıklarını değerlendirmişler. ABD ve Avrupa’daki karar mercileriyle de görüşerek klinik deneylerde bu tip günlük kullanımını tasdik ettirmişler.

Günlük son halini alana kadar üç aşamadan geçmiş. Yapılan ilk versiyonda pelvik ağrı/ağrılı menstürasyon, cinsel ilişki sırasında ağrı, kanama, sıcak basmaları, ağrı giderici günlük aktiviteler ve ilaçlar şeklinde 18 madde bulunuyormuş.

İkinci versiyonda günlük 43 madde ile daha kapsamlı bir hale getirilmiş. Fakat üçüncü yani son halinde 11 maddeye kısaltılmış. Günlüğün bu son hali ağrılı menstürasyon, menstürasyonla ilişkili olmayan pelvik ağrı ve ağrılı cinse ilişki şeklinde 5 ana maddeden ve de cinsel yaşam, günlük aktiviteler ve ağrı giderici ilaç kullanımı şeklinde 6 ek maddeden oluşmaktadır.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Fitnat TOPBAŞ

Klinik Haberler
Derin İnfiltran Endometriozisli Hastalarda Ağrı ve Şiddeti

Endometriotik lezyonlarda perinöral invazyonun endometriozisle ilişkili ağrıda payı vardır.

Perinöral invazyon ile peritoneal endometriozisin etkileşimini anlamak derin infiltran endometrioziste pelvik ağrı tedavisine katkıda bulunabilir.

Anahtar Noktalar

  • Endometriozis ile ilişkili ağrı perinöral invazyonun sonucu olarak görünmektedir ve endometriozis ile ilişkili ağrı nöroanjiogenez isimli bir mekanizma tarafından oluşmaktadır.

Önemi

  • Bu çalışma endometriozisin perinöral tutulumunun derin infiltran endometrioziste önemli ve sık bir durum olduğunu ileri sürmektedir ve endometriozisle ilişkili ağrıyla yakından alakalıdır.

Ne yapıldı?

  • Yazarlar 64 histolojik olarak tanı almış endometriozis hastasındaki pelvik ağrı şiddetine dayanarak derin infiltran endometriozis ile perinöral invazyon arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırma planladılar.
  • Perinöral endometriozis yüzdesi, yeni oluşan sinir lifleri ve mikrodamarların yoğunluğu incelendi ve ağrı şiddeti ile ilişkisi ortaya çıkarıldı.
  • Cerrahi öncesi, dismenore (ağrılı adet dönemi), disparoni (ağrılı cinsel ilişki) ve kronik pelvik (kasık) ağrının şiddeti ile değerlendirilen kişinin kendi bildirdiği ağrı son 6 ay için VAS skorları ile değerlendirildi.
  • İntakt sinir lifleri immunohistokimya ile belirlenmiştir ve double immunofloresans mikrodamarlar ve sinir lifleri arasındaki ilişkiyi göstermek için kullanıldı.

Anahtar sonuçlar

  • Yeni oluşan sinir lifleri perinöral endometriozisi olan hastalarda belirgin olarak artmıştır. Mikrodamar yoğunluğu da bu grupta anlamlı olarak yüksektir.
  • Perinöral invazyonu olan hastalarda invazyonu olmayanlar ile karşılaştırıldığında kronik pelvik ağrı, disparoni ve dismenore ağrı skorları anlamlı olarak yüksekti.

Özet

Çin, Sun Yat-sen Üniversitesi’nin Obstetri ve Jinekoloji Bölümünden Liang ve ark. “Journal of Pain Research” isimli dergide derin infiltran endometrioziste nörogenez ve ağrı için diğer potansiyel faktörler ile şiddeti arasındaki ilişkiyi açığa çıkarmak için prospektif (ileri dönük) bir çalışmayı içeren ilgi çekici bir makale yayınladı. 

Endometriotik nodülleri uterosakral ligamentler ve/veya rektovajinal septumdan laparoskopik (kapalı) olarak çıkarılan 64 derin infiltran endometriozisi olan hasta bu çalışmaya dahil edildi. Değerlendirme öncesinde hastalar histolojik olarak perinöral endometriozisin varlığına göre iki gruba ayrıldı.

İmmunohistokimya ve dual immunofloresans endometriozisin perinöral invazyonunu ve endometriotik dokulardaki mikrodamarların sayısını araştırmak için kullanıldı.

Derin infiltran endometrioziste endometriozisin perinöral varlığı yaygındı.  Perinöral endometriozisi olan hastalarda dismenore, disparoni ve kronik pelvik ağrı için ağrı skorları daha yüksekti ve aynı zamanda bu grupta yeni oluşan sinir lifleri ve mikrodamarların yoğunluğu anlamlı olarak artmıştı. Yeni oluşan sinir lifleri ve mikrodamarların yoğunluğu anlamlı korelasyon gösterdi.

Bu çalışmanın bulguları derin infiltran endometrioziste endometriozisin perinöral varlığının yaygın olduğu ve dismenore, disparoni ve kronik pelvik ağrıyı içeren endometriozis ile ilişkili ağrı ile yakından ilişkili olduğunu ileri sürmektedir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

Klinik Haberler
Egzersiz, endometriozis ile ilişkili postür ve pelvik ağrıyı iyileştirebilir.

Biraz egzersiz yapalım!

Anahtar noktalar

Vurgu:

  • Çalışma, egzersiz programının endometriozisle ilişkili postür (duruş) ve pelvik ağrı üzerindeki etkisini belirlemeye çalışmaktadır.

Önemi:

  • Haftada üç kez günde 30-60 dakika “düşük etki ve orta derecede efor” egzersizi, endometriozis ile ilişkili pelvik ağrıyı azaltmada faydalıdır.

Ne yapıldı?:

  • Hafif ile orta derecede endometriozisi olan 20 hastadan oluşan bir grup (26–32 yaş) dahil edildi.
  • Kullanılan egzersiz programı sedanter kadınlar için uygundu ve American College of Obstetricians and Gynecologists kılavuzlarına dayanmaktadır.
  • Endometriozise bağlı ağrının şiddetini değerlendirmek için ağrı şiddeti ölçeği kullanıldı.
  • Duruşu (postürü) değerlendirmek için raster stereografi sistemi kullanıldı.
  • Hastalar 4 haftalık ve 8 haftalık egzersiz programından sonra değerlendirildi.

Veri:

8 haftalık egzersiz programından sonra, endometriozisli kadınlar, egzersiz öncesi ile karşılaştırıldığında ağrı şiddeti ve torasik kifozda istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş gösterdi.

Kısıtlılıklar:

  • Araştırma, ağrı için objektif sonuç ölçüsünden yoksundur.
  • Yazarlar egzersizin uzun dönem etkisini değerlendirmediler.
  • Araştırma, karşılaştırma için egzersiz yapmayan endometriozisli kontrol olgularını içermemekteydi.

Özet

Endometriozisden etkilenen kadınların yaklaşık yarısının hafif ile şiddetli kronik pelvik ağrısı vardır. Klinik olarak, postüral değişiklikler kronik pelvik ağrıdan muzdarip olanlarda sıklıkla görülür. Bu postüral değişiklikler, eşit olmayan pozisyonlar, kısalmalar, antaljik postürler (duruşlar) ve gerilimleri içerebilir. Ayrıca endometriozis, pelvik taban disfonksiyonu ve endometrial implantasyon bölgesinde sekonder kas-iskelet sistemi bozuklukları, (örn. psoas veya lumbar kas sistemi üzerinde kas iskelet sistemi semptomları oluşturan) ile ilişkilidir.

Fizik tedavi, hastalara kaslarını gevşetmeyi öğreterek ağrı döngüsünü kırmaya yardımcı olur ve böylece endometrioziste ağrıyı azaltabilir ve yaşam kalitesini arttırabilir. Düzenli fiziksel egzersiz ayrıca enflamatuar süreçlere karşı koruyucu etkilere sahip olabilir ve östrojen etkisine, overyan stimülasyona ve menstruel kanamanın (adet kanamasının) azalmasına katkıda bulunduğu iddia edilmiştir. Ancak, endometriozisli kadınlarda fiziksel egzersizin yararlı olup olmadığını tespit etmek için kanıt eksikliği vardır. Mısır, Beni-Suef Üniversitesi Pediatri ve Kadın Sağlığı Fizik Tedavi Bölümü’nden “The Journal of Physical Therapy Science” dergisinde Awad ve ark. tarafından yayımlanan bu makale endometriozisle ilişkili postür ve pelvik ağrıda egzersizin etkisini belirlemiştir.

Çalışma planı, hafif veya orta şiddette endometriozis tanısı konmuş bir grup hastayı, egzersiz programından önce, 4 haftalık ve 8 haftalık egzersiz programından sonra karşılaştırmıştır. Aralık 2015-Nisan 2016 tarihleri arasında Bab El-Sharia Üniversitesi Hastanesi Fizik Tedavi Bölümü’nde 26-32 yaş arasında ve VKİ 29 kg / m2 altındaki 20 hasta çalışmaya alındı.

Egzersiz programından önce, başlangıç ağrı şiddeti, 0’dan 4’e kadar olan ağrı şiddeti ölçeği ile ölçülmüştür (ağrı yok = 0, hafif ağrı = 1, orta derecede ağrı = 2, şiddetli ağrı = 3 ve dayanılmaz ağrı = 4). Ölçüm egzersiz programının 4 hafta sonrasında (12 seans) ve 8 hafta (24 seans) sonrasında tekrarlandı. Postural değerlendirme aynı zamanda omurga şekil analizi laboratuvarında torasik kifoz açısı ölçülerek değerlendirildi. Haftada en az üç kez sıklıkta, orta derecede ağır efor şiddetinde, günde 30-60 dakika ve düşük etki tipi içeren egzersiz programı sedanter kadınlar için American College of Obstetricians and Gynecologists kılavuzlarına dayanmaktadır.

Sonuçlar, egzersiz programından sonra endometriozis ağrısının şiddetinde ve postural kifoz deformitesi ile ilişkili torasik kifoz açısından da istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğunu gösterdi. Bulgular, progresif kas gevşetme eğitiminin hormonal tedavi altındaki endometriozisli kadınlarda ağrı, endişe ve depresyonu iyileştirebileceğini düşündüren önceki çalışmalarla uyumludur. Diğer taraftan, fiziksel egzersizin endometriozis oluşumunu veya ilerlemesini engellemede bir rolünün olmadığı yönünde kanıtlar olduğu da belirtilmelidir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

Klinik Haberler
Derin İnfiltratif Endometriozis Cinsel Fonksiyonları Zayıflatıyor

Derin infiltratif endometriozisli kadınların büyük çoğunluğu cinsel fonksiyon bozukluğu yaşıyor ve bu durum kişilerin hayat kalitelerini olumsuz yönde etkiliyor.

Brezilya’da bulunan Servidor Publico Estadual Hastanesi’nden bir grup bilim insanı yakın zamanda “Derin İnfiltratif Endometriozisten Şüphelenilen Kadınlarda Cinsel Fonksiyonlar” başlıklı bir makale yayınladı. Bu çalışma derin infiltratif endometriozis (DIE)’li kadınların cinsel yaşam kalitelerini sorguluyor.

Araştırmacılar DIE tanısı konmuş veya DIE’den şüphelenilen 67 cinsel aktif kadın hastayı bu çalışmaya dahil etmişler ve her birinden konuya ışık tutacak bazı önemli bilgiler toplamışlardır. Katılımcıların endometriotik lezyonlarının karakteristikleri ENZIAN sınıflaması baz alınarak değerlendirilmiştir. Ağrı seviyeleri ise görsel analog skala ile analiz edilmiştir. Her katılımcıya 19 sorudan oluşan Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi (Female Sexual Function Index-FSFI) anketi verilmiştir. Bu anket katılımcıların cinsel fonksiyonlarının belirlenmesinde kullanılmıştır. Anketten yüksek puan almak, cinsel fonksiyonların iyilik halini göstermektedir. 26.55 puanın altında kalmak ise katılımcıda cinsel disfonksiyon olduğunu belirtmektedir.

Çalışmanın sonucuna göre katılımcıların %90’ından fazlasının semptomatik olduğu görülmüştür. Derin infiltratif lezyonların daha sık görüldüğü bölgeler ise rektosigmoid kolon ve retroservikal bölge olarak tespit edilmiştir. 23.4, çalışmada katılımcıların skorlarının median değeri olarak bulunmuştur. Katılımcıların %60’ından fazlası ise cinsel disfonksiyon sınırını belirten değerin altında kalmıştır.

Düşük FSFI skorları; mesane lezyonları, yaş ve lezyonun büyüklüğüne bağlı değişmekle birlikte derin disparoni ve rektosigmoidal endometiozis lezyonlarıyla ilişkili saptanmıştır. Buna ek olarak; periyodik barsak ağrılarının olması, vajinada lezyonların bulunması ve GnRH analoglarının kullanımı da derin disparoni ile anlamlı oranda ilişkili bulunmuştur.

Sonuç olarak pek çok endometriozisli kadının cinsel fonksiyon bozukluğu yaşadığı ve derin disparoninin cinsel disfonksiyonla korelasyon gösteren ağrılı bir pelvik semptom olduğu araştırmacılar tarafından ortaya konmuştur.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Hümeyra ÖZKAYA

Klinik Haberler
Endometriozisin Psikososyal Etkisi

Asıl Vurgu

            Kronik endometriozis ile ilişkili ağrının, etkilenen kadın ve eşlerinin psikososyal uyumlarında ve cinsel işlevleri üzerinde olumsuz bir etkisi vardır.

 Önemi

            Jinekologları, seksologları, psikologları/psikoterapistleri ve fizyoterapistleri içeren multidisipliner bireyselleştirilmiş, çift merkezli bir biyopsikososyal yaklaşım, endometriozis tedavisinde çok önemlidir.

 Ne Yapıldı?

  • İsviçreli araştırmacılar, endometriozisin hem hastaların hem de eşlerinin psikolojik, cinsel ve kişilerarası işlevsellik üzerine olan sonuçlarını ortaya koymak için bir inceleme yaptılar.
  • Gelecek için medikal, psikososyal ve entegre bakış açılarından oluşan tedavi yaklaşımları ve tavsiyeleri önerilmektedir.

Anahtar Sonuçlar

  • Endometriozisin dört önemli sonucu vardır: psikolojik, cinsel, ilişki ve sosyal.
  • Endometriozisli kadınlar, daha üst seviyelerde ağrı felaketleri, stres, daha fazla depresyon ve anksiyete gibi yüksek psikolojik sıkıntılar bildirmektedir.
  • Endometriozis, cinsel fonksiyonun tüm alanları üzerine etki ediyor gibi gözükmektedir: arzu/uyarılma, orgazm, tatmin ve ağrı. Hastaların %70-75’inde cinsel disfonksiyona yol açmaktadır.
    • Endometriozisli kadınların partnerleri, eşlerinin ağrısından muzdariptirler ve daha fazla psikolojik rahatsızlık oranına sahiptirler.
  • İlişkileri etkilenen kadınların %67’si, eşi ile yaşadığı sorunların esas olarak endometriozisten kaynaklandığını belirtmişlerdir.
  • Endometriozis günlük yaşam ve fiziksel işlevler üzerine zararlı bir etkiye sahiptir. Kadınların %16 ila %61’i hareket, günlük aktiviteler ve özbakım ile ilgili zorluklar yaşamaktadır.
  • Gelecekteki araştırmalar, metodolojilerini genişletmeli, prospektif ve longitudinal çalışmalar olmalı ve cinsel iyiliğin tüm yönlerini, farklı baş etme yöntemlerini ve infertilitenin sonuçlarını içermelidir.
  • Endometriozis tedavisi, jinekologları, seksologları, psikologları/psikoterapistleri ve fizyoterapistleri içeren multidisipliner bir ekip içermelidir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Ayşegül Mut

Klinik Haberler
Ağrı duyumsaması ve ağrı şiddeti sağlıkla ilgili yaşam kalitesini olumsuz etkiler

Endometriozisi olan kadınlar kişiselleştirilmiş psikolojik müdahalelerden yararlanabilirler.

Anahtar noktalar

Öne Çıkan

İlk defa, bu benzersiz çalışma endometriozisli kadınlarda ağrı duyumsanmasının etki yönlerini analiz etmiş ve ağrı duyumsaması ve ağrı şiddetinin sağlıkla ilgili yaşam kalitesini (HRQoL) olumsuz etkilediğini bulmuştur.

Önemi

  • Olumsuz ağrı duyumsaması HRQoL’i azaltmanın ötesinde etkilere sahiptir. Ameliyat sonrası ağrı artışı, cerrahi sonrası kronik ağrı gelişmesi için bir risk faktörüdür ve aşırı ilaç kullanımı ve artmış sağlık sistemi kullanımına neden olur.
  • Tıbbi profesyoneller, olumsuz ağrı duyumsaması mevcudiyetinde endometriozisle ilgili ağrının tedavisinde psikolojik müdahalelerin eklenmesini düşünmeye ihtiyaç duyarlar.

Ne yapıldı?

  • Yaşları 18-49 arasında 52 hasta ve 42 sağlıklı kontrol çalışmaya katıldı.
  • Katılımcılar HRQoL, ağrı duyumsaması ile ilgili anket doldurdular ve ağrı şiddetini derecelendirdiler.
  • Ağrı duyumsaması, ağrı şiddetini ve HRQoL’i belirlemek için istatistiksel analizler yapıldı.

Anahtar Bulgular

  • Endometriozis hastalarının sağlıklı kontrollere göre HRQoL’ü daha düşük idi.
  • Ağrı duyumsaması endometriozisli kadınlarda sağlıklı kontrollere kıyasla belirgin oranda farklı bulundu.
  • Daha yüksek ağrı şiddeti olan katılımcılar daha düşük HRQoL bildirdiler.
  • Katılımcıların ağrı duyumsama skorları ve HRQoL arasında negatif ilişki bulundu.
  • Ağrı şiddeti ve ağrı duyumsaması arasında güçlü pozitif bir ilişki bulundu.
  • Ağrı şiddeti ve ağrı duyumsama skorları bağımsız olarak analiz edildiğinde, HRQoL üzerine belirgin negatif bir ilişki bulundu.

ÖZET

Ağrı kişisel bir deneyimdir ve her birey için farklıdır. Bezdirici oluşu, ağrı korkusu ve aşırı ağrı farkındalığı ağrının hissedilmesini sağlayan önemli faktörlerdir. Bu faktörler ağrının duyumsanması olarak tanımlanır ve ağrının getirdiği anksiyete ve ağrı hissine sabit odaklanmayı da içeren ağrının negatif değerlendirmesini ifade eder. Ağrının duyumsanmasının etkisi bazen o kadar şiddetli olur ki tıbbi tedavinin etkinliğini bozabilir. Yazarlar, ağrı duyumsanmasının endometriozisli hastalarda yaşam kalitesi üzerinde önemli bir rol oynadığını ileri sürmüşlerdir ve bu nedenle ağrı şiddeti ve duyumsamasının endometriozisli kadınlarda sağlıkla ilgili yaşam kalitesiyle (HRQoL) nasıl ilişkili olduğunu araştırmışlardır. Bu, bu ilişkiyi keşfetmek için ilk çalışmadır.  

Ararştırmacılar yaşları 18-49 arasında olan 52 hasta ve 42 kontrol seçmişlerdir. Katılımcılar HQRoL’e ilişkin iki anket doldurmuşlardır: Standart Kısa Form Yaşam Anketi (SF-36) versiyon 2.0, ve Endometriozis Sağlık Profili 30 (EP-30). Ayrıca ağrı duyumsamasına yönelik üç anket doldurmuşlardır: Ağrı Katastrofi Ölçeği (PCS), Ağrı Farkındalık Anketi (PVAQ) ve Ağrı Anksiete Semptom Skalası (PASS). Ayrıca, ağrılarını sözel Numerik Derecelendirme Skalası (NRS) kullanarak da derecelendirmişlerdir. Yazarlar, ağrı duyumsaması, ağrı şiddeti ve HRQoL arasındaki ilişkiyi belirlemek için istatistiksel analiz yapmışlardır.

Çalışmanın sonuçları, endometriozisli kadınların sağlıklı kontrollere kıyasla belirgin azalmış HRQoL’ü olduğunu doğrulamıştır. Çalışmadaki, daha önce bildirilmeyen özgün bulgu, ağrı duyumsaması ve ağrı şiddetinin HRQoL ile negatif ilişkisi olduğudur, ağrı şiddeti ağrı duyumsamasına göre biraz daha fazla etkilidir.

Korkudan Kaçınma Modeli bu çalışmanın sonuçları için teoritik bir açıklama sağlamaktadır. Ağrıdan kaçınmayı amaçlayan kişiler, ağrıyı felaket olarak değerlendirme eğiliminde ve bunu bir tehlike olarak görmektedirler. Bu durum, ağrı sinyallerinden dikkatin kaçınabilmesini olanaksız kılmakta ve aşırı duyarlı bir duruma yol açmaktadır. Sonuç olarak hastalar sosyal aktivitelerden geri durmaktadır ve yüksek düzeyde stres, güçsüzlük ve depresyon düzeyleri göstermekte, bu da yaşam kalitesini azaltmaktadır.

Bu çalışmaların bulguları endometriozisli kadınların bakımı için etkiler taşımaktadır çünkü olumsuz ağrı duyumsaması yaşam kalitesini azaltmanın ötesinde etkilere sahiptir. Diğer çalışmalar bunun ameliyat sonrası artmış ağrı gelişimi ve cerrahi sonrası kronik ağrı gelişimi için bir risk faktörü olduğunu, bulmuşlardır ve aşırı ilaç kullanımı ve artmış sağlık sistemi kullanımına yol açtığını bulmuşlardır. Bu nedenle yazarlar, özellikle bilişsel-davranış terapisi olmak üzere psikolojik bakımın, olumsuz ağrı duyumsaması olan endometriozisli kadınlara uygulanmasını önermektedirler.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Melodi İnceboz

Klinik Haberler
Endometriozisin Korkutuculuğunu Azaltan Doktor Kılavuzu

Endometriozis tedavisinde hastalar için aşırı stres ve kaygıya yol açabilen durumlar

ANAHTAR NOKTALAR

Vurgu

  • Bu yayın, cerrahi yönetimden veya endometriozisi anlamaktan kaynaklanan bilgi eksikliğinin, sağlık hizmeti veren kişinin hastalarda gereksiz kaygı veya korkuya neden olmasının bir mazeret olmaması gerektiğini belirtmektedir.

Önemi

  • Endometriozis stres yaratan bir durumdur ve atılacak her adım hastada gereksiz stres veya yüke neden olan tüm olası kaynakları azaltmalıdır.

Ne yapıldı?

  • Birçok çalışma ve profesyonel görüşe dayanan bu yayın, sağlık hizmeti verenler için bir kılavuzdur.

Anahtar noktalar

  • Endometriozisin cerrahi tedavisi ile ilgili olarak yayın şu konulara karşı uyarmaktadır:
  • Radyologlar tarafından konfirme edilemeyen ya da ekarte edilemeyen olası komplikasyonların kapsamlı tartışmaları
  • Postoperatif davalara karşı korunmak için hastayla en kötü senaryoları tartışmak
  • Uygun olmayan cerrahi rezeksiyonu kompanse etmek için hastalar ile yüksek nüks oranlarını tartışmak
  • Hastalığın patofizyolojisi ile ilgili olarak yayın şunları belirtmektedir:
  • Sağlık hizmeti verenler, hastalara hastalığın patofizyolojisini hiç kimsenin tam olarak anlayamadığını söylememelidirler, bu nedenle reçetelenen ilaçlar, bilinmeyen nedenleri hedef alamadıkları için fayda gösteremeyebilirler.
  • Yazarlar endometriozis yönetiminde hastalığın nüksü hakkında hastaları gereksiz yere üzmek yerine ağrıya odaklanması gerektiğini vurgulamaktadır.
  • Erken cerrahi, hastanın gelecekteki komplikasyonlar hakkında endişesinin azalmasına yardımcı olabilir.

ÖZET

CHU Estaing’in doktorları Canis, Bourdel ve Chauvet, yakın zamanda “Endometriozis: hastaları korkutmak, yetersiz cerrahi tedavi ve/veya patofizyoloji hakkında bilgi eksikliği için kabul edilebilir bir alternatif değildir” başlıklı makaleyi “Fertility and Sterility” isimli dergide yayınladı. Bu yazı endometriozisten muzdarip olan hastaları gereksiz stresten koruyacak ya da azaltacak olan uygun sağlık uygulamalarını belirledi.

Yazarlar endometriozis tedavisi için cerrahiyi olası bir seçenek olarak ele almaktadırlar. Hastada gereksiz strese neden olabilecek uygun olmayan ameliyat öncesi ve sonrası tartışmalara karşı dikkatli davranırlar. Bu tartışmalar, vücudun diğer bölümlerinin tutulumunu güvenilir bir şekilde dışlayamayan radyolojik muayenelerden, intra ve postoperatif risklerin aşırı vurgulanmasından ve nükslerin uygunsuz olarak görüşülmesinden kaynaklanabilir. Hastanın gelecekteki komplikasyonlar ile ilgili endişelerini azaltabileceği için, hastalığın erken evrelerinde cerrahi düşünülmelidir.

Yazarlar ayrıca sağlık hizmeti verenlere endometriozisin bilinmeyen nedenlerini ve endometriozis tedavilerinin tedavi etkinliğini hastalarla görüşmemeleri konusunda uyarırlar, çünkü bu durum hastada gereksiz strese neden olabilir.

Doktorlar, endometriozis hastaları ile nüks olasılığını tartışmak yerine kronik ağrıyı ele almalıdırlar.

Bu, endometriozis tedavisinde yeni bir yaklaşım olabilir, doktor, hasta ve onların ilişkisinden gelen aşırı gerginliği hafifletebilir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Işık SÖZEN

Klinik Haberler
Özsaygı ve Özyeterlilik, Endometriozisli Kadınlarda Daha Az Psikolojik Sıkıntı Oluşumuyla İlişkilidir

Önemli kısımlar

Endometriozisli kadınlar arasındaki bireysel farklılıklar psikolojik sağlıkta rol oynar. Özellikle, özsaygı ve özyeterlilik olumlu ya da olumsuz olarak endometriozisin gidişatı ile ilişki içerisindedir.

Önemi

Kanıtlar, endometriozisin, kadınların ruh sağlığını etkilediğini göstermesine rağmen; özellikle pozitif veya negatif psikolojiye yol açabilecek bireysel faktörler (özsaygı, beden algısı, duygusal yeterlilik) daha az göz önünde bulundurulmaktadır.

Ne yapıldı?

Bu çalışma, ruh sağlığını öngörmede üç faktörün psikoloji üzerine etkisini araştırmaktadır: demografik değişkenler, endometriozis ile ilişkili değişkenler ve bireysel farklılıklar.

Çalışmaya 210 Kafkas kadın katılmıştır.

Demografik değişkenler ve endometriozis ile ilgili değişkenler hakkında bilgi toplamak için planlanan görüşmeler yapılmıştır; bireysel farklılıkları belirtmek için, ’Vücut Algı’ ölçeği’, ‘Görünüm ve İlişkilendirme’ ölçekleri, ‘Olumsuz Duyguları Düzenlemede Duygusal Özyeterlilik’ ölçeği, ‘Pozitif Duyguları İfade Etmede Duygusal Özyeterlilik’ ölçeği’ kullanılmıştır.

Ruh sağlığı “Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği” kullanılarak değerlendirilmiştir.

Anahtar sonuçlar

Bireysel farklılıklar ruhsal sağlığın öngörülmesinde önemli bir rol oynamıştır, daha fazla özsaygı ve özyeterliliğe sahip katılımcıların daha az sıkıntılı olduğu gözlemlenmiştir.

İstikrarlı yakın bir ilişki içinde olanlar, problemleri takıntılı bir şekilde düşünmeme eğilimindedirler.

‘Yüksek pelvik ağrı şiddeti’ genel olarak daha kötü ruh sağlığı ile ilişkilendirilmiştir.

Çalışmadaki kısıtlılıklar

Pelvik (kasık) ağrı, kadının adet döngüsüne bakılmaksızın ağrı şiddetini etkileyebilecek şekilde değerlendirilmiştir. Gelecekteki çalışmalar bu değişkenin etkileri için kontrol edilmelidir.

Çalışma kesitseldir ve kadınların endometriozis deneyiminin zaman içindeki evrimini anlamalarına izin vermez.

Şu an infertiliteye (kısırlığa) sebep olan ve olmayanları karşılaştırmada infertilitenin etkisi, olası kısırlık sebebi bilinmediğinden göz ardı ediliyor olabilmektedir.

Özet

Çalışmalar, endometriozisin ruh sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebileceğini tespit etmiştir. Ancak bazı çalışmalar, endometriozisli kadınların her zaman sağlıklı kadınlardan daha fazla sıkıntı çekmediğini göstermektedir. Bu araştırmalar bireysel farklılıkların, bireysel özsaygı ve özyeterlilik açısından, kadınların öznel endometriozis deneyimini açıklayabileceğini göstermektedir.

Bu çalışma İtalya’dan Faccin ve ekibi tarafından “Endometriozisli kadınlarda ruhsal sağlık: psikolojik sıkıntının öngörülmesi için arayış” başlığıyla “Human Reproduction” dergisinde yayınlandı. Ruh sağlığını öngörme faktörü olan üç kategorinin psikolojik etkileri bulundu: demografik değişkenler (yaş ve yakın ilişki durumu); endometriozis ile ilgili değişkenler (hormonal tedavi, cerrahi girişimler, mevcut infertilite, tanıdan geçen süre, ağrı şiddeti) ve bireysel farklılıklar (benlik saygısı, beden değeri, duygusal öz-etkililik).

Çalışmalar; yaş, yakın ilişki durumu, tedavi değişkenleri, mevcut infertilite ve pelvik ağrının anksiyeteyi (endişeyi) ve depresyonu etkileyebileceğini göstermiştir. Bu çalışma pelvik ağrı şiddetinin ruh sağlığını olumsuz etkilediğini doğrulamıştır. Yakın ilişki içinde olmanın sürekli ve verimli düşünme ile ilişkili olduğu yönündeki bulgular da literatürle desteklenmekte ve ortak etkenlerin olumsuz psikolojik sonuçlara karşı koruyucu bir faktör olabileceğini göstermektedir. Yazarlar, endometriozisin yakın ilişkilere olan etkisi konusunda daha fazla çalışma yapılmasını önermektedir. 

Önceki çalışmalardan farklı olarak, bu çalışma, tanıyla alakalı kısa sürenin artan anksiyete ile ilişkili olduğunu saptayarak literatüre katkıda bulunmuştur. Yazarlar bunun sadece hastalara duyarlı, saygılı ve iyi açıklanmış bir tanı koyma ihtiyacını doğrulamakla kalmayıp aynı zamanda erken psikolojik müdahalenin endometriozisli kadınlara faydalı olabileceğini düşündürmektedir. Zira bu da onlara yardımcı olarak ruhsal bozuklukların ortaya çıkma riskini azaltabilir ve hastalık ve bunun etkileri ile başa çıkmak için daha etkili stratejiler bulmak konusunda yardımcı olabilir. Yazarlar, gelecekteki çalışmaların, tanı koymada gecikmeler ile endometriozis ve mental sağlık arasındaki zamansal ilişkisini araştırmaya odaklanması gerektiğini öne sürmektedir.

En önemli bulgu, daha fazla özsaygı ve özyeterliliğe sahip katılımcıların endometrioziste bireysel farklılıklar ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi daha az sıkıntılı bulduklarına dairdir. Bu ilişki diğer kronik durumları olan hastalarda da gözlenmiştir, ancak ilk kez bu çalışma ile endometrioziste keşfedilmiştir.

Yazarlar, bu bulguların, psikolojik tedavide özsaygısını ve özyeterliliğini geliştirmek için müdahalelerin sunulmasının önemini vurgulamakta ve bu konuda daha fazla çalışma yapılmasını önermektedir.

Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Ezgi DARICI

« First‹ Previous2345678910Next ›Last »
Page 6 of 17


EndoMart

Derneğimiz; hastaları, hasta yakınlarını, toplumu, hekimleri Endometriozis ve onun yol açtığı rahatsızlıklarla ilgili bilgilendirmek amacıyla kuruldu. Üreme çağındaki Her 10 kadından birisinin hastalığı olan Endometriozis’in etkilerinin daha az olduğu bir gelecek için çalışmalar yürütüyoruz.
Detaylı Bilgi

Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

www.endometriosisschool.com
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin

Kütüphane

Toplantı Sunumları
Videolar
Dergiler
Makaleler
Kılavuzlar
Kitaplar
Bülten Arşivi

Bilimsel Kaynaklar

www.endometriosis.org
www.endometriosisassn.org
www.endometriosis-uk.org
www.endofound.org
www.endocenter.org
www.endometriosisfoundation.org
www.apendoalliance.org

Adres

Osmanağa Mah. Osmancık Sok. Betül Han No:9 D:4 Kadıköy, İstanbul
Telefon: +90 532 515 69 99
Email: info@endometriozisdernegi.org

Copyright 2021 - Endometriozis ve Adenomyozis Derneği.